CHP Mersin Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Ali Rıza Öztürk, Yeni Çek Kanunu sorunları çözmenin aksine Çek Mağdurları sorunlarını ertelediğini ve dahada derinleştirdiğini öne sürdü.

İktidarın toplumsal ihtiyacı ve hukuka uygun olmayan yasalar yaptığını savunan Öztürk, Genel Kurul`da önergelerle yasa yapma, hatta önergelerle Anayasa değişikliği yapma devrinin başlatıldığını, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu söyledi

Öztürk, Çek Kanunu`nun 453 bin 778 kişiyi ilgilendirdiğini dile getirerek, kanunun çıktığı 14 Aralık 2009`da 3167 sayılı Çek Yasası`na muhalefetten dolayı cezaevlerinde karşılıksız çek suçuyla 2 bin 179 kişi bulunduğunu, 1488 kişinin tahliye edildiğini ve dün itibarıyla karşılıksız çek suçuyla hapiste bulunan kişi sayısının 591 kişi olduğunu anlattı.

Yeni Çek Kanunu`nun çekteki miktarı ödeyemediği için karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezaevinde yatan, onları eş ve çocuklarının, hapishaneye girme tehdidi altında olduğu için evini barkını terk ederek ailesinden uzakta yaşayanların beklentilerini karşılayamadığını üstelik sorunları dahada arttırdığını vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti:

Bu kanun toplumda çek mağdurları diye tanımlanan insanların feryat figanlarına çare bulunması için hazırlandı. Ama siyasi iktidar tercihini mağdurlardan değil güçlüden yana kullandı. Yeni Çek Kanunu bankaların hükümete baskı ve telkinleri doğrultusunda çıkarılmıştır. Bu kanun çek mağdurlarının sorunlarını gidermemiştir, ertelemiştir. Ama mağduriyet ertelenmiyor, sürekli yaşanıyor ve halen onbinlerce kişi evinden barkından uzak yaşıyor.

Öztürk, yeni çek kanununda alacaklının tahsilini garanti altına almak için ceza getirildiğini, bono alacaklısı için farklı hukuki rejim öngörülürken, çek alacaklısı tahsilini garanti altına almanın hukukla bağdaşmadığını öne sürdü.

4 Yorumlar

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.

  1. Hükümlü …………………… Vekilinin faks olarak mahkememize gönderdiği dilekçe 5941 SY gereğince taahhütnamede bulunmaması nedeni ile mahkememizin 12.01.2010 tarih 2010/17 Müteferrik sayılı karar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş;
    Hükümlü ………………….. Bayındır C.Başsavcılığı aracılığı ile İzmir C.Başsavcılığına fax olarak gönderdiği 15.01.2010 tarihli taahhütname ile hakkındaki infazın durdurulmasını talep etmiş bu yazı İzmir C.Başsavcılığının 15.01.2010 tarih 2009/2-8688 sayılı yazılarının mahkememize 15.01.2010 tarihinde gelmekle,
    C.Savcısının yazılı mütalaası alındı.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkememizin 08/09/2005 Tarih 2005/284 Esas 2005/665 Karar sayılı ilamı getirilerek incelendiğinde hükümlünün 8 ayrı karşılıksız çek keşide etmek suçundan toplam 51,600YTL adli para cezası ile cezalandırıldığı , bu kararın Yargıtay 10 Ceza dairesinin 07/05/2009 tarih 2007/18938 esas 2009/8776 karar sayılı ilamı düzeltilerek onandığı ve o tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Hükümlünün mahkememizin anılan kararının tebligatının usulsüz yapıldığından bahisle karar düzeltme talebinde bulunduğu bu talebin C.Savcısı Ayşe Sarıyarın olumsuz görüşü ile 07.10.2009 tarihinde dosyanın Yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
    Gönderdiği taahhütname incelendiğinde hükümlünün 5941 Sayılı Çek Kanunu gereğince bu çek bedelini ticari faizi ile birlikte 1/3 ünü 15.01.2011 tarihine kadar bakiyesini de 15.01.2012 tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini belirtmiştir.
    Taahhütnamenin faizide de kapsaması, bu faiz miktarının da çek bedeline eklenerek toplam bedel üzerinden ilk yılı için çekin faizi ile birlikte toplam bedelinin 1/3 ünü ikinci yıl içinde kalan miktarını ödemeyi taahhüt etmesi, bu rakamların herkesce denetlenebilir şekilde açıklanması ve taksit sayısının 1 yıla yayılarak tek tek belirlenmesi gerekmektedir.

    YanıtlaSil
  2. Anonymous09 Mart, 2011

    Hükümlü …………………… Vekilinin faks olarak mahkememize gönderdiği dilekçe 5941 SY gereğince taahhütnamede bulunmaması nedeni ile mahkememizin 12.01.2010 tarih 2010/17 Müteferrik sayılı karar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş;
    Hükümlü ………………….. Bayındır C.Başsavcılığı aracılığı ile İzmir C.Başsavcılığına fax olarak gönderdiği 15.01.2010 tarihli taahhütname ile hakkındaki infazın durdurulmasını talep etmiş bu yazı İzmir C.Başsavcılığının 15.01.2010 tarih 2009/2-8688 sayılı yazılarının mahkememize 15.01.2010 tarihinde gelmekle,
    C.Savcısının yazılı mütalaası alındı.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkememizin 08/09/2005 Tarih 2005/284 Esas 2005/665 Karar sayılı ilamı getirilerek incelendiğinde hükümlünün 8 ayrı karşılıksız çek keşide etmek suçundan toplam 51,600YTL adli para cezası ile cezalandırıldığı , bu kararın Yargıtay 10 Ceza dairesinin 07/05/2009 tarih 2007/18938 esas 2009/8776 karar sayılı ilamı düzeltilerek onandığı ve o tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Hükümlünün mahkememizin anılan kararının tebligatının usulsüz yapıldığından bahisle karar düzeltme talebinde bulunduğu bu talebin C.Savcısı Ayşe Sarıyarın olumsuz görüşü ile 07.10.2009 tarihinde dosyanın Yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
    Gönderdiği taahhütname incelendiğinde hükümlünün 5941 Sayılı Çek Kanunu gereğince bu çek bedelini ticari faizi ile birlikte 1/3 ünü 15.01.2011 tarihine kadar bakiyesini de 15.01.2012 tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini belirtmiştir.
    Taahhütnamenin faizide de kapsaması, bu faiz miktarının da çek bedeline eklenerek toplam bedel üzerinden ilk yılı için çekin faizi ile birlikte toplam bedelinin 1/3 ünü ikinci yıl içinde kalan miktarını ödemeyi taahhüt etmesi, bu rakamların herkesce denetlenebilir şekilde açıklanması ve taksit sayısının 1 yıla yayılarak tek tek belirlenmesi gerekmektedir.

    YanıtlaSil
  3. Anonymous10 Mart, 2011

    Hükümlü …………………… Vekilinin faks olarak mahkememize gönderdiği dilekçe 5941 SY gereğince taahhütnamede bulunmaması nedeni ile mahkememizin 12.01.2010 tarih 2010/17 Müteferrik sayılı karar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş;
    Hükümlü ………………….. Bayındır C.Başsavcılığı aracılığı ile İzmir C.Başsavcılığına fax olarak gönderdiği 15.01.2010 tarihli taahhütname ile hakkındaki infazın durdurulmasını talep etmiş bu yazı İzmir C.Başsavcılığının 15.01.2010 tarih 2009/2-8688 sayılı yazılarının mahkememize 15.01.2010 tarihinde gelmekle,
    C.Savcısının yazılı mütalaası alındı.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkememizin 08/09/2005 Tarih 2005/284 Esas 2005/665 Karar sayılı ilamı getirilerek incelendiğinde hükümlünün 8 ayrı karşılıksız çek keşide etmek suçundan toplam 51,600YTL adli para cezası ile cezalandırıldığı , bu kararın Yargıtay 10 Ceza dairesinin 07/05/2009 tarih 2007/18938 esas 2009/8776 karar sayılı ilamı düzeltilerek onandığı ve o tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Hükümlünün mahkememizin anılan kararının tebligatının usulsüz yapıldığından bahisle karar düzeltme talebinde bulunduğu bu talebin C.Savcısı Ayşe Sarıyarın olumsuz görüşü ile 07.10.2009 tarihinde dosyanın Yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
    Gönderdiği taahhütname incelendiğinde hükümlünün 5941 Sayılı Çek Kanunu gereğince bu çek bedelini ticari faizi ile birlikte 1/3 ünü 15.01.2011 tarihine kadar bakiyesini de 15.01.2012 tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini belirtmiştir.
    Taahhütnamenin faizide de kapsaması, bu faiz miktarının da çek bedeline eklenerek toplam bedel üzerinden ilk yılı için çekin faizi ile birlikte toplam bedelinin 1/3 ünü ikinci yıl içinde kalan miktarını ödemeyi taahhüt etmesi, bu rakamların herkesce denetlenebilir şekilde açıklanması ve taksit sayısının 1 yıla yayılarak tek tek belirlenmesi gerekmektedir.

    YanıtlaSil
  4. Anonymous10 Mart, 2011

    Hükümlü …………………… Vekilinin faks olarak mahkememize gönderdiği dilekçe 5941 SY gereğince taahhütnamede bulunmaması nedeni ile mahkememizin 12.01.2010 tarih 2010/17 Müteferrik sayılı karar ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş;
    Hükümlü ………………….. Bayındır C.Başsavcılığı aracılığı ile İzmir C.Başsavcılığına fax olarak gönderdiği 15.01.2010 tarihli taahhütname ile hakkındaki infazın durdurulmasını talep etmiş bu yazı İzmir C.Başsavcılığının 15.01.2010 tarih 2009/2-8688 sayılı yazılarının mahkememize 15.01.2010 tarihinde gelmekle,
    C.Savcısının yazılı mütalaası alındı.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Mahkememizin 08/09/2005 Tarih 2005/284 Esas 2005/665 Karar sayılı ilamı getirilerek incelendiğinde hükümlünün 8 ayrı karşılıksız çek keşide etmek suçundan toplam 51,600YTL adli para cezası ile cezalandırıldığı , bu kararın Yargıtay 10 Ceza dairesinin 07/05/2009 tarih 2007/18938 esas 2009/8776 karar sayılı ilamı düzeltilerek onandığı ve o tarihte kesinleştiği anlaşılmıştır.
    Hükümlünün mahkememizin anılan kararının tebligatının usulsüz yapıldığından bahisle karar düzeltme talebinde bulunduğu bu talebin C.Savcısı Ayşe Sarıyarın olumsuz görüşü ile 07.10.2009 tarihinde dosyanın Yargıtaya gönderildiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
    Gönderdiği taahhütname incelendiğinde hükümlünün 5941 Sayılı Çek Kanunu gereğince bu çek bedelini ticari faizi ile birlikte 1/3 ünü 15.01.2011 tarihine kadar bakiyesini de 15.01.2012 tarihine kadar ödemeyi taahhüt ettiğini belirtmiştir.
    Taahhütnamenin faizide de kapsaması, bu faiz miktarının da çek bedeline eklenerek toplam bedel üzerinden ilk yılı için çekin faizi ile birlikte toplam bedelinin 1/3 ünü ikinci yıl içinde kalan miktarını ödemeyi taahhüt etmesi, bu rakamların herkesce denetlenebilir şekilde açıklanması ve taksit sayısının 1 yıla yayılarak tek tek belirlenmesi gerekmektedir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.