Madde başlığı, Hükümet Tasarısında “Araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri” iken, Tasarının TBMM Adalet Komisyonundaki müzakereleri sırasında, kanunlaşan şekliyle, yani “Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri” olarak değiştirilmiştir .


Tasarının TBMM Adalet Komisyonundaki müzakereleri sırasında, maddenin ikinci fıkrasında, bankaların çek hesabı açtırmak isteyen kişilerden kimlik belgesi örneği olarak sürücü belgesi örneğinin de alınabilmesine imkan tanıyan değişiklik yapılmıştır. Keza, bu değişiklikle, çek hesabı açtırmak isteyen kişi, esnaf ve sanatkar olması halinde, esnaf ve sanatkar olduğuna dair sicil kayıtlarını da bankaya vermekle yükümlü kılınmıştır.

Hükümet Tasarısının Adalet Bakanlığındaki hazırlıkları sırasında, çek hesabı açtırmak isteyen gerçek kişinin, vatandaş veya yabancı olmasına bakılmaksızın, Türkiye’de yerleşim yerinin (ikametgahının) bulunması gerekli görülmüştü. Tasarının TBMM Adalet Komisyonundaki müzakereleri sırasında, maddenin ikinci fıkrasına ikinci cümle olarak “Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır.” hükmü eklenmiştir. Bu hüküm karşısında vatandaş veya yabancı gerçek kişi hakkında çek hesabı açılabilmesi için Türkiye’de yerleşim yerinin (ikametgahın) bulunması artık şart olarak aranmayacaktır. Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayan kişinin çek hesabı açtırmak istemesi halinde bankaya Türkiye’de bir adres bildirmesi yeterli olacaktır .

Maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi, Hükümet Tasarısında “Çek hesabı ilgilinin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz; bu hüküm, diğer banka hesapları bakımından da geçerlidir.” şeklinde idi. TBMM Adalet Komisyonunda bu cümle, “Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz.” olarak değiştirilmiştir.


Üçüncü fıkranın ikinci cümlesi, Hükümet Tasarısında “Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur.” şeklinde idi. TBMM Adalet Komisyonunda yapılan değişiklikle, bu cümle, kanunlaşan şekliyle “Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur.” olarak değiştirilmiştir .

Fıkranın son cümlesi Tasarıda “Tacir tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı belirtilir.” şeklinde idi. Bu cümlede yer alan “Tacir tüzel kişiler adına” ibaresi, TBMM Adalet Komisyonunda “Tüzel kişiler adına” olarak değiştirilmiştir. Buna göre, dernek, vakıf veya siyasi parti gibi tacir sıfatını taşımayan tüzel kişiler ya da belediye gibi kamu tüzel kişileri adına çek hesabı açılabilmesi için, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişiler hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmaması gerekir. Bu değişikliğe paralel olarak, dördüncü fıkranın Hükümet Tasarısı metninde yer alan “ tacir tüzel kişiye” ibaresi, “tüzel kişiye” olarak değiştirilmiştir.

5411 sayılı Bankacılık Kanununun 62 nci maddesinde mevduat gibi katılım fonu ile ilgili olarak da on yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Çek hesabı, bankanın türüne göre, mevduat veya katılım fonu hesabı şeklinde olabilmektedir. Bu nedenle, TBMM Adalet Komisyonunda, Hükümet Tasarısındaki onuncu fıkrada yer alan “mevduat zamanaşımı” ibaresi “mevduat veya katılım fonu zamanaşımı” olarak değiştirilmiştir.

Genel Gerekçede de vurgulandığı üzere, Kanunun belirgin özelliklerinden birinin gereği olarak; gerçek veya tüzel kişi tacirler, ticari işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde ancak tacir çeki keşide edilebilecektir. Özellikle ciro yoluyla elden ele dolaşan çeke olan güveni korumak amacıyla, düzenlenen çekin bir tacirin ticari işletmesinin iş ve işlemleriyle ilgili olduğunun çek yaprağından anlaşılır olması sağlanmak istenmiştir. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tacir sıfatını taşımayan esnaf ve sanatkarların da bu ayrıcalık kapsamına alınması yönündeki talepler dikkate alınarak, TBMM Genel Kurulunda verilen bir önergenin kabul edilmesiyle, Tasarının 2’nci maddesine son fıkra olarak aşağıdaki hüküm eklenmiştir:

“(11) Esnaf ve sanatkâr odalarına kayıtlı olanlardan, tacir kişilere özgü çek hesabı açtıranlar hakkında bu Kanunun tacirlere ilişkin hükümleri uygulanır.”

Bu hükme göre, esnaf ve sanatkarlar da, ticari faaliyetleriyle ilgili olarak tacir çeki düzenleyebileceklerdir. Dolayısıyla bankalar, esnaf ve sanatkâr odalarına kayıtlı olanlara, talepleri halinde, tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri verebileceklerdir. Bu durumda, Kanunun 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında banka görevlileri bakımından tanımlanan suç oluşmayacaktır. Fakat belirtmek gerekir ki, esnaf ve sanatkârlar, tacir kişiye verilmesi gereken çek defterini almaları halinde, bu defterden ancak ticari faaliyetleriyle sınırlı olarak çek düzenleyebileceklerdir. Aksi takdirde, 7’nci maddenin birinci fıkrasında tanımlanan suçu işlemiş olurlar.

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.