Telefonla Dolandırıcılık ve Hukukun Acziyeti
Hukuk acziyet demek değildir. Hukuk toplumsal sorunlara çaredir.Bu kanayan yarayı durdurmak kimin görevidir?
Kendilerini savcı ve polis gibi tanıtarak yüzlerce kişiyi dolandıranların bir yılda 14 milyon liraya yakın haksız kazanç elde ettiği tahmin ediliyor. Dolandırılanlar arasında, hakim, savcı, profesör,askeri personel de var. Polis kayıtlarına göre tele-dolandırıcılar 2013’te sadece İstanbul’da 815 kişiyi dolandırdı.
Her gün onlarca insanı perişan eden, onlarca yuvayı yıkan ve binlerce insanın malını gaspederek zenginleşen ve zenginleştikçe gaddarlaşan bir suçlu ordusu yaratan bu şebekelere son vermek için ne yapılıyor?
Yıllardır cep telefonu ve internet ile ilgili sorunlar çözülmedi.İnsanlar sahte hatlar ve hesaplar yüzünden mağdur oldular. İdare bu yolla işlenen hırsızlık/dolandırıcılık olaylarının önüne geçecek tedbirleri/önleyici tedbirleri daha fazla gecikmeden almalıdır. Ayrıca BİR KISIM YALANLARLA İNSANLARDA ESASEN KORKU OLUŞTURUP (Kendilerini Komser veya Savcı olarak tanıtan kişinin mağdura terör örgütünden ve örgüte yardım etmiş gözüktüğünden bahsedip bu konuyu çözmek için kendilerine para göndermezse başının BELAYA GİRECEĞİNİ SÖYLEYEREK) PARALARINI ALAN dolandırıcı dediğimiz bu kişilerin eylemi YAĞMA suçunu oluşturabilirmi tartışılmalıdır.
21. Yüzyılda Telekominikasyon yoluyla iletişimin son derecede hızlandığı, gelişen teknolojiler ile birlikte, bu teknoloji ve iletişim yollarından istifade edilerek işlenen yeni suç tiplerinin ortaya çıktığı hepimizin malumudur.
Aynı gelişmiş tekonoloji, bilim ve iletişim kaynakları, suçların aydınlatılması ve suçluların tespiti ile yakalanması amacıyla da kullanılabilmekte ise de, yargı sistemimizin yer yönünden bölünmüş oluşu ve buna dayalı olarak yetki problemleri nedeni ile, benzer suçlardan belki de aynı şüpheliler hakkında bir çok yerde soruşturma bulunduğu halde, tahkikat ve soruşturma aşamasında birlikte hareket edilmesi mümkün olmamaktadır. Bu kapsamda özellikle benzer işlemler farklı yerlerdeki dosyalarda tekrarlanıp durmakta, gereksiz yere emek ve mesai kaybı ile mali kayıplar yaşanmaktadır.
Sözgelimi, telefon yoluyla kendilerini kolluk görevlisi olarak tanıtıp, muhatabının kimlik bilgilerinin teröristlerin eline geçtiği, hesaplarının terör suçlarında kullanıldığı vs. bahanesi, ile vatandaşlardan cep telefonu yoluyla para aktarılması ve bu şekilde işlenen dolandırıcılık suçlarından dolayı yüzlerce ve belki de binlerce şikayet bulunduğu; bu şikayetlerin herbirisi için ayrı soruşturma yapıldığı, aynı telefon numarasını kullananan şüphelilerin farklı yer C. Savcılıklarında sürekli araştırıldığı, şüpheli şahısların zaten sahte kimliklerle, ya da ölü şahıslar adına edindikleri cep telefonu hatlarından sonuca ulaşılamadığı çokaçıktır.
Zaman zaman özellikle mezkur soruşturmalarda, gerçek faillerin tespit edilememesi karşısında evrak daimi aramaya alınmakta, zaten özel bir araştırma yöntemi ve biriminden mahrum olan yerel kolluk görevlileri de her üç ayda bir matbu tutanakla gerçek faillerin tespit edilemediğini bildirmektedir.
Şüpheliler bu tip suçlarda, ikna ettiği mağdurdan, sorunun halledilmesi için, ATM cihazlarından parayı belli bir telefon numarasına ya da kimlik numarasına yatırmasını istemekte, yatırıldıktan kısa süre sonra da bambaşka bir yerde bir ATM cihazından paranın çekildiği anlaşılmaktadır. Oysa gelen HTS raporunda mağdur ile görüşmeyi yapan numara başka yerde, mağdur başka yerdedir. Şikayete ilişkin soruşturmalar ise bu yerler arasında gidip gelmektedir.
Konuyu sadece bu tip, cep telefonu yoluyla dolandırıcılık eylemlerine sabitleyecek olursak;
Tek bir kişinin özel beceri ve performansı ile işlenemeyeceği açık olan, bu nedenle en azından toplu hareket edilerek işlendiği tahmin edilen bu tip suçlarda, gelen HTS raporları incelendiğinde, şüpheli numaranın (=şüpheli şahsın) sırayla, cep telefon numarası birbirini takip eden mağdur adaylarını denediği görülmektedir.
Mağdurların belki de birçoğunun şikayette bulunmadığı, ya da bulunamadığı düşünülecek olursa şüphelilerin ne miktarda para yönlendirdiği tahmin bile edilemeyecektir.
Burada tartışılacak hususlar şunlardır.
1- Türkiye genelinde, benzer yöntemlerle işlenen bu suçlarla ilgili soruşturmaların tek bir merkezde toplanarak, telefonla mağduru arayıp ikna eden ve/veya mağdurun yatırdığı parayı ATM cihazlarından çeken şüpheli (şahıslara ait) telefonların baz bilgileri, HTS raporları, ATM cihazlarındaki güvenlik kamera kayıtları vs. gib teknik bilgi ve verilerinden yola çıkılarak sonuca ulaşılması gerekli midir, mümkün müdür?
2- Bu mümkün ise nasıl bir yol izlenmelidir?
3- Vatandaşın sürekli televizyon, basın, SMS yoluyla uyarılmış olması, kolluk güçlerinin vatandaştan para talep etmeyeceğinin bilinmesi gerekliliği, buradaki hilenin yasanın istediği nitelikte olmaması, kısaca suçun unsurlarının bulunmaması gerekçeleri ile Kovuşturmaya Yer Olmadığı düşünülebilir mi?
Telefon hattı satımı zorlaştırılıp hattı çıkaran kurumlara çok caydırıcı müeyyideler getirilmedikçe ( sahte olduğu anlaşılan hattı çıkaran şubeye örneğin 50.000 tl idari yaptırım ) durum ekseriyetle olduğu gibi devam eder. Cezaları ne kadar artırırsanız artırın; sahte telefon hatlarının önüne geçmedikçe pratik bir çözüm elde edemezsiniz.
GSM şirketlerine kimlik kontrolü yapmadan hat açma durumunda objektif cezai mesuliyet ya da kabahat sorumluluğu getirilmeli. Birkaç defa fahiş para cezası alan şirket, her önüne gelen kişiye bayilik vermeyecek, verdiği kişiler üzerinde de etkin denetim yapma zorunluluğu hissedecektir.
ÖNERİLER
1-Cep telefonu aboneliğinin prosedürü acilen değiştirilmeli. PTT , bu işin ana merkezi haline getirilmeli ve PTT den alınacak bir belge ile cep telefonu aboneliği başlatılmalı. Telefon bayileri, hattı açtıkları gün belgelerin bir suretini PTT ye göndermelidir. Zira dolandırıcıların en büyük kozu başkaları adına alınan sahte telefonlardır.
2-TCK 158 . Md. ye bir 3. fıkra eklenerek: "Kendilerini kamu görevlisi sıfatı ile tanıtarak insanlarda korku, endişe ve panik oluşturmak suretiyle dolandıran kişilere altı yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir." şeklinde bir değişiklik yapılmalı
3-Ses teşhisinden sanıkları yakalamak için CEP TELEFONLARINA Son bir saatlik görüşmeleri otomatik olarak kaydeden (kara kutular) konulmalıdır.
4-Bankalardan belli bir miktarın üzerindeki havalelerde (AKSİ VERİLECEK BİR DİLEKÇE İLE DE TEMİN EDİLEBİLİR.ancak bu talimat bir gün sonra yürürlüğe girer.)evli ise eşin; evli değilse anne -babadan birinin rızası aranabilir.
Kategori: telefonla dolandırıcılık yöntemleri, telefonla dolandırıcılık ihbar, dolandırıcılık yöntemleri, telefon dolandırıcılığı, telefonla dolandırıcılık video, telefonla dolandırıcılık suçu, telefonla dolandırıcılık şikayet, telefonla Dolandırıcılık mahkeme, telefonla dolandırıcılık dilekçe, telefonla dolandırıcılık emniyet
Yorum Gönder
Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.