28.12.2009 tarihli, Karşılıksız çek suçlarında savunma alınmaksızın karar verilip verilemeyeceği konusuna ilişkin Yargıtay kararı aşağıdadır. Diğer yandan, Pendik mahkemesinin bir kararı da aşağıya aktarılmıştır. Pendik Mahkemesi Yargıtay kararında belirtilen görüşe katılmamakta ve eski uygulamaya devam etmektedir.

YARGITAY KARARI İLGİLİ KISIM
20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “ Çek Kanunu “ ile 3167 sayılı “ Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde ve ayrıca, “( 1 ) numaralı bozma nedeni de göz önünde bulundurularak”, 5941 sayılı Kanun’da, 3167 sayılı Kanun’un aksine, 5271 sayılı CMK’nın 195. maddesinde yazılı açıklamanın yer aldığı davetiyenin tebliğ edilerek sanığın yokluğunda hüküm kurulmasının ÖNGÖRÜLMEMİŞ olması nedeniyle BOZULMASINA...

PENDİK MAHKEMESİ KARARI
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Sanık hakkında, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca, olay tarihinde, müştekiye verdiği suça konu çekin karşılıksız çıktığı ve düzeltme hakkındı da kullanmayarak atılı suçu işlediği iddiasıyla sevk maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle mahkememizde kamu davası açılmıştır.

Sanık duruşmalara gelmemiş, savunmada bulunmamıştır. 5941 sayılı Yasa'da para cezasının yanında tedbir kararının da öngörülmesi ve 5271 sayılı CMK'nin 195. maddesinin para cezasını kapsayıp tedbire hükmetmeyi öngörmemesi nedeniyle, sanığın savunması alınmaksızın karar verilip verilemeyeceği tartışılmalıdır.
5271 sayılı CMK'nin 195. maddesi'nde yer alan ve savunma alınmadan karar verilebilmesine imkan veren hükümde tedbir kararından bahsetmemektedir. Ne var ki, 5941 sayılı Kanun'un, 5(5) madde ve fıkrasında yer alan ve tedbir kararının da tebliğe rağmen gelmeme halinde uygulanabileceğine işaret eden hüküm dikkate alındığında, Yasa'nın karşılıksız çek keşide etmek suçlarında yapılan yargılamada savunma alınmaksızın karar verilebilmesinin önüne geçmek istediği söylenemez. Diğer yandan 3167 sayılı Kanun'da da karşılıksız çek keşide etmek suçunun sonucu olarak tedbire hükmedilmesi öngörülmüş bulunmasına rağmen tebliğe rağmen gelmeyen sanığın savunması alınmaksızın karar verilmesi yönündeki Yargıtay uygulaması da dikkate alınmalıdır. Bu durum karşısında, sanığa yapılan uyarılı tebligata rağmen duruşmaya gelmemesi hususunun karar verilmesine engel teşkil etmediği kanaatine varılmış ve savunmasının alınmasından vazgeçilmiştir.
İddia, suça konu çeke ve sanığın bankaya bildirdiği adreslere ilişkin muhatap bankadan temin edilen tüm belgeler, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; Sanığın keşide ederek müştekiye verdiği 1.1.2009 tarihli ve 10.000 TL bedelli çek ile ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verdiği, müştekinin çek hamili olup, usulüne uygun olarak yasal sürede şikâyetçi olduğu, çek bedelinin ödenmesi konusunda 5941 Sayılı Çek Yasası Geçici 2.madde anlaşmaya vardıklarına dair bir belgenin bu güne kadar mahkememize sunulmadığı, olayda kısmi ödeme bulunmakla 5941 sayılı Kanun’un 3167 sayılı Kanun ile karşılaştırılmasında, 3167 sayılı Kanunda kısmi ödeme halinde de çek bedeli kadar adli para cezası öngörülmekle 5941 sayılı Kanun’un sanık lehine bulunduğu ve uygulanması gerektiği anlaşılmakla eylemine uyan 5941 sayılı Kanun’un 5(1) madde ve fıkrası hükmü gereğince cezalandırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmek gerekmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Sanığın Çek ile ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verdiği sabit olduğundan eylemine uyan 5941 Sayılı Yasa 5(1) madde ve fıkrası hükmü gereğince suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, göz önüne alınarak takdiren 100 gün ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanık hakkında başkaca artırım veya indirim nedenlerinin ve bu arada, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak 5237 sayılı TCK'nin 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,

Sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri ile para cezasının hapse çevrilmesi aşamasında aleyhe bulunan 3167 sayılı Kanun’dan daha aleyhe bir durumun ortaya çıkmaması gerekliliği de göz önüne alınarak takdiren 5237 sayılı TCK’nin 52/1.maddesi gereği 1 günü 100 TL’ den 10.000 TL ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİNE,

5941 Sayılı Yasa 5/1.maddesi gereğince Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açtırmasının Yasaklanmasına. Yasaklama kararının aynı Kanun’un 8. maddesi gereğince Merkez Bankası’na bildirilmesine.

Müşteki tarafın zararını karşılamayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığından 5271 sayılı CMK’nin 231 madde hükmünün uygulanmasına yer olmadığına,

12 TL tebligat ve yazışma giderinden ibaret yargılama giderinin sanıktan tahsiline,

Dair, 7 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe veya tutanağa geçirilmek şartıyla zabıt katibine yapılacak sözlü beyan ile Yargıtay ilgili ceza dairesine temyiz yolu açık olmak üzere, sanığın yokluğunda, talebe uygun olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24.03.2010
Katip Hakim

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.