Bilmiyoruz bu yazıları karşılıksız çek mağdurlarının sorunlarına çare olabilecek birimler okuyup inceleyecek mi? ama sık sık ve sürekli gündemde tutmakta fayda olduğuna inananıyoruz.
5941 sayılı çek yasasının yürülüğe girdiği 20/12/2009 tarihi itibarı ile cezaevinde idim ve biran önce çıkabilmek için derhal taahhütnamelerimi hazırladım ve cezaevi yönetimine ibraz ettim.
Ancak her nasıl olduysa benim dosyalarıma ilişkin kararlar oldukça uzun bir sürede sonuçlanamadı ve 14/01/2010 tarihinde ancak tahliye olabildim.
Fakat ortada anlayamadığımız ve geçen bunca sürede de sağlıklı bilgi alamadığımız bir kaç konu var.
1) Çek Kanunu, 01/04/2010 tarihine kadar taahhüt verilebileceğini ve verilen 2 yıllık sürenin de bu tarihten itibaren başlayacağını göstermekle birlikte, ben ve benim durumumdaki bir çok mahkum arkadaşımın ödeme vadeleri taahhütnameler üzerine yazdırılan 20/12/2009 baz alınarak mahkemeler tarafından karara bağlanmış.
Dolayısıyla da yaklaşık 3,5 aylık bir zaman bizden çalınmış olmuyor mu?

2) Eminim ki bir çok çek mağduru arkadaşımın da benim gibi borçları ticari alışverişten çok tefecilere aittir. Hal böyle iken ve çekin meblağının yaklaşık 2 katına yakın miktarlarda ödemeler yapmama rağmen faiz döngüsü yüzünden borcum bir türlü bitemedi ve maalaesef tüm işlerimi kaybettiğim gibi üstüne 9 ay cezaevinde kaldım.
Bu şartlarda hangi akla mantıkla 5941 sayılı çek yasasının uygulanabilir olduğu söylenebilir?
Verilen bu kadar kısıtlı sürede nasıl ve ne şekilde bu paralar kazanılabilir anlamak mümkün değil.

İki aydır onlarca müracaatıma ve çabama rağmen henüz karnımı doyuracak bir iş sahibi dahi olamadım.
Sorum şu ,
Herhangi bir ticari alışverişe ve faturaya dayanmayan tefeci borçlarından dolayı bu cezalarla vatandaşa yüklenmek mantıklı mı?
Mahkemelere tek tek gidip bu konuları aktarmak bana bir fayda sağlar mı?
Sanmıyorum..

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.