Maddenin birinci fıkrasında yeni bir suç tanımına yer verilmiştir. Bu suç tanımı, 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un 16’ncı maddesindeki hükümlerden oldukça farklıdır.
II. Söz konusu suç tanımı ile korunan hukuki değer, bir ödeme aracı olan çeke olan güvendir. Çekin, üzerindeki düzenleme tarihi itibarıyla kanuni ibraz süresi içinde ibrazında karşılığının ilgili banka hesabında bulundurulmaması, suç olarak tanımlanmakla, çeke olan güvenin korunması amaçlanmıştır. 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununa ilişkin tasarı hazırlık çalışmalarını yapmak üzere Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan komisyona katılan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, piyasada iki türlü para tedavül etmektedir. Bunlardan biri, Devletin (veya devletlerin) bastığı resmi para(lar), diğeri ise “kişilerin bastığı özel para”dır. Piyasada tedavülde bulunan paranın üçte ikisine yakın miktarını Devletin (veya devletlerin) bastığı resmi para(lar), üçte birinden fazlasını ise “kişilerin bastığı özel para” oluşturmaktadır. Çek, ekonomi dilinde “kişilerin bastığı özel para”yı oluşturmaktadır. Çeke olan güvenin sarsılması, çekin piyasadan çekilmesini ve piyasadan çekildiği oranda da ekonominin küçülmesini sonuçlayacaktır.
Piyasada tedavül eden “kişilerin bastığı özel para”nın tamamına yakın kısmını çek oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, 2009 yılı Haziran ayı itibarıyla piyasada tedavülde bulunan çeklerin parasal değeri, 243 milyar Türk Lirasına tekabül etmektedir . Bu nedenle, diğer kambiyo senetlerinden farklı olarak, çekin üzerindeki düzenleme tarihi itibarıyla kanuni ibraz süresi içinde ibrazında karşılığının ilgili banka hesabında bulundurulmaması, suç olarak tanımlanmıştır. Türk Kanun koyucusu (Türkiye Büyük Millet Meclisi) bu yöndeki tercihini ilk defa 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”u kabul etmekle ortaya koymuştur.
III. Bu suçun konusunu çek oluşturmaktadır. Bir senetin çek niteliğini taşıyıp taşımadığını Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlemek gerekmektedir. Her ne kadar 5941 sayılı Kanunun 2’nci maddesinde çek üzerinde,
a) Çek hesabının numarasının,
b) Çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adının,
c) Çek hesabı sahibi gerçek kişinin adının ve soyadının, tüzel kişinin adının,
ç) Çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarasının,
yazılması gerektiği ve keza, tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adının ve soyadının, düzenlenen çek üzerine açıkça yazılması gerektiği hüküm altına alınmış ise de (f. 7, 8); bu maddeye göre, “Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez.” (f. 9).
Bu hükümlerden çıkan anlam şudur: Çek, Türk Ticaret Kanununda belirlenen kurucu unsurların, şekil şartlarının gerçekleşmiş olması kaydıyla, 5941 sayılı Kanunda aranan ek bilgileri içermese bile, bu Kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan suçun konusunu oluşturabilecektir.
Bu açıklamalar göz önünde bulundurularak, söz konusu Kanunun 2’nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları hükümlerinin bir anlamının kalmadığı düşünülebilir. 5941 sayılı Kanunda bu fıkra hükümlerine aykırı olarak çek defteri basılması dolayısıyla ceza yaptırımı öngörülmemiş olması bu düşünceyi pekiştirebilir. Ancak, belirtilmelidir ki, çek sadece ülke içindeki ticari ilişkilerde kullanılan bir ödeme aracı değildir. Keza, çek sadece Türkiye’de ve Türk hukukuna göre kurulmuş bulunan bankalarda açılmış bulunan çek hesaplarıyla irtibatlı olarak düzenlenmemektedir. Bir gerçek veya tüzel kişi adına Türkiye dışında başka bir devletin hukukuna göre kurulmuş bir bankadan temin edilmiş olan çek defterinden çek düzenlenmiş olabilir. Kanunun 2’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü, bu bakımdan büyük bir önem taşımaktadır.
Yorum Gönder
Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.