TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 12/6/1933 tarihli ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkmda Kanunun 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Esrar elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlır. Münhasıran kendi kullanımı için ihtiyaç duyduğu esran elde etmek amacıyla kenevir ekimi yapan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır."
MADDE 2- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun;
a) (1) sayılı Tarifesinin "A- Mahkeme Harçlan" bölümünün "IV. Temyiz, istinaf ve itiraz harçlan" kısmının (d) bendinde yer alan "itirazen yapılacak başvurularda" ibaresi "yapılacak istinaf yolu başvurularında" şeklinde değiştirilmiştir.
b) (3) sayılı Tarifesinin "Vergi Yargısı Harçlan" bölümünün "I- Başvurma harcı" kısmının (d) bendinde yer alan "itirazen yapılan başvurularda" ibaresi "yapılacak istinaf yolu başvurularında" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3- 6/1/1982 tarihli ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 3-1. Bölge idare mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur.
2. Bölge idare mahkemelerinde biri idare diğeri vergi olmak üzere en az iki daire bulunur. Gerekli hallerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca artınlıp azaltılabilir.
3. Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur.
4. Bölge İdare Mahkemesi başkan ve üyeliklerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır."
MADDE 4- 2576 sayılı Kanuna 3 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
"Bölge idare mahkemelerinin görevleri: MADDE 3/A- Bölge idare mahkemeleri;
a) İstinaf başvurulanın inceleyip karara bağlar,
b) Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki
uyuşmazlıklarım kesin karara bağlar,
c) Diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirir.
Bölge idare mahkemesi başkanının görevleri:
MADDE 3/B- Bölge idare mahkemesi başkanının görevleri şunlardır:
a) Mahkemeyi temsil etmek.
b) Bölge idare mahkemesi başkanlar kuruluna ve adalet komisyonuna başkanlık etmek, alınan kararlan yürütmek.
c) Bölge idare mahkemesi dairelerinden birine başkanlık etmek.
d) Mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlamak ve bu yolda uygun göreceği önlemleri almak.
e) Bölge idare mahkemesinin genel yönetim işlerini yürütmek.
f) Bölge idare mahkemesi memurlarını denetlemek.
g) Dairelerin benzer olaylarda kesin olarak verdikleri kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için başkanlar kuruluna başvurmak.
h) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
MADDE 3/C- 1. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge idare mahkemesi başkam ile daire başkanlarından oluşur.
2. Bölge idare mahkemesi başkanının bulunmadığı hallerde kurula daire
başkanlarından en kıdemli olan başkanlık eder.
3. Daire başkanının mazereti halinde, o dairenin en kıdemli üyesi kurula katılır.
4. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
a) Gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak ihtisaslaşmayı sağlamak amacıyla, bölge idare mahkemesi daireleri arasındaki işbölümünü belirlemek, daireler arasında çıkan işbölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamak.
b) Hukuki veya fiili nedenlerle bir dairenin kendi üyeleriyle toplanamadığı hallerde ilgisine göre diğer dairelerden üye görevlendirmek.
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması halinde; re'sen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi halinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştay Başkanlığına iletmek.
d) Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
5. Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak talepler hakkında 6/1/1982 tarihli ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun 39 uncu ve 40 inci maddeleri uygulanır.
6. Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.
Dairelerin görevleri:
MADDE 3/D- Bölge idare mahkemesi dairelerinin görevleri şunlardır:
a) İlk derece mahkemelerince verilen ve istinaf yolu açık olan nihai kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını inceleyerek karara bağlamak.
b) İlk derece mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak.
c) Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarım çözmek.
d) Yargı çevresi içinde bulunan yetkili ilk derece mahkemesinin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi smırlarmda tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde; o davarım bölge idare mahkemesi yargı çevresi içinde bulunan başka bir mahkemeye nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek.
e) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Bölge idare mahkemesi başkam, daire başkanları ve üyelerin nitelikleri ve atanmaları:
MADDE 3/E- 1. Bölge idare mahkemesi başkam ve daire başkanları birinci sınıf olup birinci sımfa aynlmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birmci sınıfa ayrılmış olup birinci sımfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanır.
2. Bölge idare mahkemesi başkam, daire başkanları ve üyeleri, istekleri olmaksızın dört yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamazlar; ancak ihtiyaç bulunması halinde muvafakatleri almarak veya haklarmda yapılacak soruşturma sonunda görev yeri veya görevlerinin değiştirilmesine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilebilir.
3. Damştay daire başkam ve üyeleri, istekleri üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bölge idare mahkemesi başkam veya daire başkam olarak atanabilir. Bu şekilde atananların başka bir bölge idare mahkemesine atanmalarında da aynı usul uygulanır. Bu suretle atananlar, Damştay üyeliği sıfatım, kadrosunu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük haklarını muhafaza ederler. Bunların aylık ve ödenekleri ile her türlü mali ve sosyal haklarının Damştay bütçesinden ödenmesine devam olunur. Disiplin ve ceza soruşturma ve kovuşturmaları bakımından Damştay üyeleri hakkındaki hükümlere tabidirler. Bu görevde geçen süre Danıştay üyeliğinde geçmiş sayılır. Bu şekilde atananlar, Damştay üyeleri tarafından Damştayda yapılan iş ve işlemlere katılamazlar ve seçimlerde oy kullanamazlar.
Toplantı ve karar:
MADDE 3/F- 1. Her daire, bir başkan ve iki üyenin katılımıyla toplanır. Görüşmeler gizli yapılır, kararlar çoğunlukla verilir.
2. Hukuki veya fiili nedenlerle bir daire toplanamazsa, başkanlar kurulunun kararıyla diğer dairelerden; bu da mümkün olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca diğer bölge idare mahkemelerinden yetkili olarak görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanır.
3. Daire başkanının hukuki veya fiili nedenlerle bulunamaması halinde dairenin en kıdemli üyesi daireye başkanlık yapar.
Bölge idare mahkemesi adalet komisyonu:
MADDE 3/G- 1. Her bölge idare mahkemesinde bir bölge idare mahkemesi adalet komisyonu bulunur.
2. Komisyon, bölge idare mahkemesi başkanının başkanlığında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca daire başkanları arasından belirlenen iki asıl üyeden oluşur. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ayrıca daire başkan veya üyeleri arasından iki yedek üye belirler. Başkanın yokluğunda asıl üye olan kıdemli daire başkam, asıl üyelerin yokluğunda ise kıdemine göre yedek üyeler komisyona katılır.
3. Komisyon eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.
4. Bölge idare mahkemesi adalet komisyonu, 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı
Hakimler ve Savcılar Kanununun 113 ila 115 inci maddelerinde belirtilen görevler ile diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirir.
Müdürlükler:
MADDE 3/H- 1. Bölge idare mahkemesi başkanlığında, dairelerinde ve adalet komisyonunda yeterli sayıda yazı işleri müdürlüğü ve idari işler müdürlüğü ile ihtiyaç duyulan diğer müdürlükler kurulur.
2. Her müdürlükte bir müdür ile yeterli sayıda memur bulunur.
MADDE 5- 2576 sayılı Kanunun 12 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Müdürlükler ve mahkeme memurları:
MADDE 12-1. Her mahkemede bir yazı işleri müdürlüğü kurulur.
2. Adalet Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde ayrıca idari, mali ve teknik işlerle ilgili müdürlükler kurulur.
3. Her müdürlükte bir müdür ile yeteri kadar memur bulunur."
MADDE 6- 2576 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinde yer alan "onmilyon lirayı" ibaresi "bin Türk Lirasını" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7- 2576 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 20- 1. Adalet Bakanlığı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesinde öngörülen bölge idare mahkemelerini kurar. Bölge idare mahkemelerinin kuruluşlan, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacaklan tarih, Resmî Gazetede ilân edilir. Mevcut bölge idare mahkemeleri, ilan tarihine kadar faaliyetlerine devam ederler.
2. İlan tarihi itibanyla, mevcut bölge idare mahkemelerinde bulunan dosyalar; yargı çevreleri dikkate alınarak 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerine devredilir ve ilgili dairelere tevzi edilir.
3. 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemeleri göreve başlamadan önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu mahkemelerin başkanlan, daire başkanlan ve üyelerinin atamalan yapılır. Bölge idare mahkemelerinde görev yapacak diğer personelin atamalan da aynı süre içinde yapılır.
4. 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin adalet komisyonlan da bu maddenin birinci fıkrası uyannca Resmi Gazetede yapılacak ilan tarihi itibanyla oluşturulur."
MADDE 8- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "karann düzeltilmesi veya temyiz yoluna; tek hakim kararma karşı ise itiraz yoluna" ibaresi "ilgisine göre istinaf ya da temyiz yoluna" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 9- 2577 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "itirazlarda" ibaresi "istinaflarda" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10- 2577 sayılı Kanuna 20 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"İvedi yargılama usulü
MADDE 20/A- 1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararlan hariç ihale işlemleri.
b) Acele kamulaştırma işlemleri.
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlan.
d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyannca yapılan satış,
tahsis ve kiralama işlemleri.
e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararlan hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alman kararlar.
f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanlann Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyannca alman Bakanlar Kurulu kararlan.
2. İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkanlır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren onbeş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla onbeş gün uzatılabilir. Savunmamn verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara karan verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandınlır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz
yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkanlır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkrası hükümleri saklıdır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi onbeş gündür.
j) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıklamı düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hallerde karan bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
k) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkanlır."
MADDE 11- 2577 sayılı Kanunun 45 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İstinaf:
MADDE 45-1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak;
a) İlk, orta ve yükseköğrenim öğrencilerinin not tespitleri ile bu öğrencilere uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,
b) Kamu görevlilerinin lojman ve izin işlemlerine,
c) Kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının üyelerine uyarma ve kınama niteliğinde disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlere,
d) Asker ailelerine yardımla ilgili işlemlere,
e) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik
Kanunu gereğince kamu kurum ve kuruluşlan tarafından yapılan sosyal yardımlarla ilgili
işlemlere,
f) 4/12/1984 tarihli ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin
Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasıyla ilgili işlemlere, karşı açılan davalar ile konusu beşbin Türk Lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
2. İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.
3. Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararım hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı karan verir.
4. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararım hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldınlmasma karar verir. Bu halde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması halinde karan veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.
5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hallerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldınlmasma karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararlan kesindir.
6. Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararlan kesindir.
7. İstinaf başvurusuna konu edilen karan veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.
8. İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz."
MADDE 12- 2577 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 46- Danıştay dava dairelerinin nihai kararlan ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalan.
b) Konusu yüz bin Türk Lirasını aşan vergi davalan, tam yargı davalan ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkanlma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davalan.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davalan.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkam ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davalan.
f) İmar planlan ile Kültür Varlıklarım Koruma Yüksek Kurulu kararlarına karşı açılan iptal davalan."
MADDE 13- 2577 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "mahkemece" ibareleri "bölge idare mahkemesince" şeklinde; üçüncü fıkrasında yer alan "mahkemeye" ibaresi "bölge idare mahkemesine", "mahkeme" ibaresi "bölge idare mahkemesi" ve "otuz" ibaresi "onbeş" şeklinde; dördüncü fıkrada yer alan "mahkeme" ibaresi "bölge idare mahkemesi" şeklinde; beşinci fıkrada yer alan "mahkemece" ibaresi "bölge idare mahkemesince" şeklinde; altıncı fıkrasımn birinci cümlesinde yer alan "mahkeme veya Danıştay daire başkanı" ibaresi "mercii" ve "onbeş" ibaresi "yedi" şeklinde; ikinci cümlesinde yer alan "mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi" ibaresi "ilgili mercii" şeklinde; üçüncü cümlesinde yer alan "mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi" ibaresi "mercii" şeklinde; dördüncü cümlesinde yer alan "Mahkemenin veya Danıştay dairesinin" ibaresi "İlgili merciin" şeklinde değiştirilmiş; altıncı fıkrasımn üçüncü cümlesinde yer alan "yapılması" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya kesin bir karar hakkında olması" ibaresi eklenmiş ve yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"7. Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hallerde, 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilir."
MADDE 14- 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar: MADDE 49-1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Karan hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte
gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, karan, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile
düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa karan düzelterek onar.
2. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Görev ve yetki dışrnda bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aylan karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında karan etkileyebilecek nitelikte hata veya
eksikliklerin bulunması,
sebeplerinden dolayı incelenen karan bozar.
3. Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısım
Danıştay karannda belirtilir.
4. Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalann temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır.
5. Temyize konu edilen karan veren ya da karara katılan hâkim aynı davanın temyiz incelemesinde görev alamaz."
MADDE 15- 2577 sayılı Kanunun 50 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 50- 1. Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, dosyayla birlikte karan veren mercie gönderilir. Bu karar, dosyanın geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde taraflara tebliğ edilir.
2. Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma karan üzerine ilgili mercii, dosyayı öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerim tamamlayarak yeniden karar verir.
3. Bölge idare mahkemesi, Damştayca verilen bozma kararına uyabileceği gibi
kararında ısrar da edebilir.
4. Danıştayın bozma kararma uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararma uygunlukla sınırlı olarak yapılır.
5. Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi halinde, talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir ve karara bağlanır. Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur."
MADDE 16- 2577 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin başlığı "Kanun yararına temyiz" şeklinde; birinci fıkrasında yer alan "Bölge idare mahkemesi kararlan ile idare ve vergi mahkemelerince ve Damştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip" ibaresi "İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya" şeklinde ve ikinci fıkrasında yer alan "mahkeme veya Danıştay" ibaresi "mercii" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 17- 2577 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin başlığında yer alan "itiraz" ibaresi "istinaf' şeklinde; birinci fıkrasında yer alan "itiraz yoluna" ibaresi "istinaf yoluna" şeklinde; "itirazı" ibaresi "istinaf başvurusunu" şeklinde ve son cümlesinde yer alan "kararların temyizi" ibaresi "kararlara karşı temyiz ya da istinaf yoluna başvurulması" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 18- 2577 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin başlığı "Yargılamanın yenilenmesi usulü:" şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan "53, 54 ve bu" ibaresi "Bu madde ile 53 üncü" şeklinde değiştirilmiş; üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan "ve kararın düzeltilmesi" ibareleri ile beşinci fıkrasında yer alan "ve kararın düzeltilmesinde" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 19- 2577 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8- 1. Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır.
2. Bu maddenin yayımı tarihinden önce karar düzeltme isteminde bulunulanlar ile karar düzeltme başvuru süresi geçmemiş olanlardan başvuru yapılanların karar düzeltme istemlerinin görülmesine devam edilir."
MADDE 20- 2577 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Kanunun 17 nci maddesindeki" ibaresi "Kanunda öngörülen" şeklinde ve "onmilyon lirayı" ibaresi "bin Türk Lirasını" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 21-4/2/1983 tarihli ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 5 inci maddesinde yer alan "yirmiüç hukuk, onbeş ceza dairesi" ibaresi "otuzsekiz daire" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 22- 2797 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde yer alan "dördü" ibareleri "altısı", "sekiz" ibaresi "oniki", "ikisi" ibareleri "dördü" ve "dört" ibaresi "sekiz" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 23- 2797 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının basma "Daireler, hukuk veya ceza dairesi olarak Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından belirlenir." cümlesi eklenmiş; birinci fıkrasında yer alan "arasındaki" ibaresi "hukuk veya ceza dairesi olarak belirlenmesi ile aralarmdaki" şeklinde ve "üçte" ibaresi "onda" şeklinde değiştirilmiş; mevcut birinci fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümlelerinde yer alan "işbölümü" ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve üçüncü fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamedeki nitelendirme esas alınır."
MADDE 24- 2797 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "lüzumunda" ibaresinden sonra gelmek üzere "Yargıtayda görev yapan birinci sımf' ibaresi eklenmiştir.
MADDE 25- 2797 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yargıtay Birinci Başkam seçilebilmek için en az on yıl, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Birinci Başkanvekili ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili seçilebilmek için en az beş yıl, daire başkam seçilebilmek için en az üç yıl süreyle Yargıtay üyeliği yapmış olmak zorunludur."
MADDE 26- 2797 sayılı Kanuna 30 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Genel Sekreterin nitelikleri, seçimi ve görev süresi:
MADDE 30/A- Genel Sekreter, en az beş yıl Yargıtay üyeliği yapmış olanlar arasından Birinci Başkan tarafından seçilir.
Genel Sekreterin görev süresi iki yıldır. Ancak bu süre sona ermeden Birinci Başkanın görevinin sona ermesi halinde Genel Sekreterin görevi de sona erer. Görevi sona eren Genel Sekreter bir kez daha seçilebilir."
MADDE 27- 2797 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere "Her üye, ancak bir adaya oy verebilir." cümlesi eklenmiştir.
MADDE 28- 2797 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "iki" ibareleri "üç", "bir" ibareleri "iki" şeklinde değiştirilmiş ve birinci cümlesinden sonra gelmek üzere "Birinci Başkanlık Kuruluna üye seçilebilmek için üç yıl süreyle Yargıtay üyeliğinde çalışmış olmak şarttır." cümlesi eklenmiştir.
MADDE 29- 2797 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 13- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde Yargıtay Başkanlar Kurulu, iş durumunu dikkate alarak, ceza ve hukuk dairelerinin sayısı ile bu daireler arasındaki işbölümüne ilişkin karar tasarısını hazırlar ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun onayma sunar.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin karan Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.
Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyalan mevcut halleriyle ilgili daireye gönderilir.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararının Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girmesinden itibaren onbeş gün içinde Birinci Başkanlık Kurulu yeniden belirlenir. Yeni oluşturulan Birinci Başkanlık Kurulu, dairelerin iş durumunu ve ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak Yargıtayın tüm üyelerinin hangi dairelerde görev yapacağmı yeniden belirler.
Genel Sekreter ve genel sekreter yardımcılan bu Kanunda yapılan değişikliğe uygun olarak yeniden seçilir."
MADDE 30- 29/3/1984 tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "Bakanlık" ibaresinden sonra gelmek üzere "merkez ve taşra", "ilgili" ibaresinden sonra gelmek üzere "adaylık," ibareleri eklenmiş; (d) bendinde yer alan "Eğitim" ibaresi "Personel eğitim merkezleri ile diğer eğitim" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 31- 2992 sayılı Kanuna 34 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Personel Eğitim Merkezleri
MADDE 34/A- Ceza İnfaz Kurumlan ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezlerinde eğitim gören personel hariç olmak üzere Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı personelinin adaylık, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim programlan, Eğitim Dairesi Başkanlığınca düzenlenir. Eğitim programlarının uygulanması amacıyla Bakanlıkça uygun görülecek yerlerde Eğitim Dairesi Başkanlığına bağlı Personel Eğitim Merkezleri kurulur.
Bakanlık, bu programlann uygulanması için eğitim ve öğretimle ilgili her çeşit tedbiri alır ve ilgili kurum, kuruluş ve kurullarla işbirliği yapar.
Eğitime alınacak personelin adaylık, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimleri ile eğitim merkezlerinin sekretarya, insan kaynaklan, destek, program geliştirme, ölçme ve değerlendirme, sağlık ve güvenlik, bilgi işlem, istatistik, arşiv ve dokümantasyon, strateji geliştirme, dış ilişkiler, proje ve enformasyon gibi hizmetleri; bir müdür ve iki müdür yardımcısımn sorumluluğunda görev yapan yeteri kadar şube müdürlüğü ve idari personel eliyle yürütülür.
Eğitim merkezi müdürü, birinci sınıfa aynlmış adlî ve idari yargı hâkim ve savcılan arasından; müdür yardımcılan ise hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az beş yıl görev yapmış ve üstün başansı ile Bakanlık hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından muvafakatleri alınarak Adalet Bakanınca atanır.
Eğitim merkezleri şube müdürlüklerine; Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında görev yapan şube müdürleri, yazı işleri müdürleri, idari işler müdürleri, bilgi işlem müdürleri ile bunlarla aynı düzeydeki görevliler arasından Bakanlıkça atama yapılır.
Eğitim merkezlerinde Eğitim Dairesi Başkanının talebi üzerine yetkili kurul ve organlarınca uygun görülen yeteri kadar Yargıtay ve Damştay üyesi, yükseköğretim kurumlan öğretim elemanı, adli ve idari yargı hâkim ve savcılan, noterler, meslekte fiilen on yılım tamamlamış avukatlar ile uzman psikolog, psikiyatr, pedagog, sosyal çalışmacılar ve ihtiyaç duyulan diğer alanlarda konusunda uzman kişiler, Bakanlık tarafından ders vermekle görevlendirilebilir. Uygun görme karan; Yargıtay üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, Damştay üyeleri hakkında Damştay Başkanlık Kurulu, noterler hakkmda Türkiye Noterler Birliği Yönetim Kurulu, adli ve idari yargı hâkim ve savcılan hakkında Bakanlık tarafından verilir.
Eğitim merkezlerinde ders vermekle görevlendirilenlere, okuttuklan ders sayışma göre Adalet Bakanlığmca tespit edilen esaslar ve Bütçe Kanunu hükümleri uyannca, ders ve ek ders ücreti ödenir.
Eğitim merkezlerinde adaylık, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitime alınacak personel, kapasite ve ihtiyaç durumuna göre Adalet Bakanlığınca belirlenir.
Eğitim merkezlerinde yürütülecek eğitim ve öğretim faaliyetlerine ilişkin temel ilkeleri belirlemek amacıyla Adalet Bakanının başkanlığında, Adalet Bakanlığı Müsteşan, Personel Genel Müdürü, Eğitim Dairesi Başkam, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu ile Damştay Başkanlık Kurulunun kendi üyeleri arasından seçecekleri birer üye, Türkiye Adalet Akademisi Eğitim Merkezi Başkam, Yükseköğretim Kurulunun Türkiye'deki hukuk fakültelerinin öğretim üyeleri arasından seçeceği bir üye, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun en az onbeş yıl fiilen mesleği icra etmiş avukatlar arasından seçeceği bir üyeden oluşan Eğitim Kurulu kurulur. Seçimle gelen üyelerin görev süresi dört yıl olup süresi dolan üyeler tekrar seçilebilir. Kurul yılda en az bir kez toplanır. Başkan gerekli gördüğü takdirde Kurulu toplantıya çağırabilir. Kurulun sekretarya hizmetleri Eğitim Dairesi Başkanlığınca yürütülür. Adalet Bakanının bulunmadığı durumlarda Adalet Bakanlığı Müsteşan Kurula başkanlık eder. 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla Eğitim Kurulu üyelerine her toplantı için (1000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur ücreti ve huzur hakkı ödenir.
Personel eğitim merkezlerinde hizmet öncesi eğitime alınanlann resmi kıyafet ve harçlıklanna ilişkin bölümü hariç, 29/7/2002 tarihli ve 4769 sayılı Ceza İnfaz Kurumlan ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanununun 14 üncü maddesi uyannca işlem ve uygulama yapılır.
Eğitim merkezleri ve Eğitim Kurulunun kuruluş, görev ve yetkileri ile çalışma usul ve esaslan ve maddenin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 32- 23/7/2003 tarihli ve 4954 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanununun 41 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "eğitim" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile adli ve idari yargı hâkim ve savcılanna yönelik meslek içi eğitim" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 33 - 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve mülga üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hakimlidir."
"Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri ikiyüzelli bin Türk Lirasımn üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın;
1. İflas, iflasın ertelenmesi, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan davalara,
2. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara,
3. Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara,
4. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001
tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında;
tahkim şartına ilişkin itirazlara, iptal davalarına, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,
ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet halinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati - haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışmda kalan uyuşmazlıklar mahkeme hâkimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır. Başkan ve üye hâkimler arasında dağılıma ilişkin esaslar, işlerde denge sağlanacak biçimde mahkeme başkam tarafından önceden tespit edilir."
MADDE 34- 5235 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Sulh ceza hâkimliği
MADDE 10- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararlan almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
Sulh ceza hâkimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.
Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu gözönünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile amin*.
Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî
yönden bağlanan ilçelerin idarî şuurlarıdır.
Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırlan içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir."
MADDE 35- 5235 sayılı Kanunun 11 inci maddesine "sulh ceza" ibaresinden sonra gelmek üzere "hâkimliği" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 36- 5235 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Yargıtay daire başkam ve üyeleri, istekleri üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bölge adliye mahkemesi başkanlığına, daire başkanlıklarına veya Cumhuriyet başsavcılığına atanabilirler. Bu şekilde ataması yapılanların başka bir bölge adliye mahkemesine atanmasında da aynı usul uygulanır. Bu suretle atananlar, Yargıtay üyeliği sıfatım, kadrosunu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük haklarım muhafaza ederler. Bunların aylık ve ödenekleri ile her türlü mali ve sosyal haklarının Yargıtay bütçesinden ödenmesine devam olunur. Disiplin ve ceza soruşturma ve kovuşturmaları bakımından Yargıtay üyeleri hakkındaki hükümlere tabidirler. Bu görevde geçen süre Yargıtay üyeliğinde geçmiş sayılır. Bu şekilde atananlar, Yargıtay üyeleri tarafından Yargıtayda yapılan iş ve işlemlere katılamazlar ve seçimlerde oy kullanamazlar."
MADDE 37- 5235 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "başkan ve üyeleri ile" ibaresi "başkam, daire başkanları, üyeleri," şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Daire kararlarına karşı Ceza Muhakemesi Kanununun 272 nci maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde temyiz başvurusu yapılabilir."
MADDE 38- 5235 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci fıkrasına "adalet komisyonlarının denetimleri," ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgisine göre Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başmüfettişleri veya" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 39- 5235 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunla, 5235 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yetkilendirme veya tayin işlemleri yapılır ve bu mahkemelerin heyet halinde çalışmaya başlayacakları tarih belirlenerek Resmî Gazetede ilân edilir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafmdan belirlenen ve ilân edilen tarihe kadar tek hakimle çalışmaya devam eder."
MADDE 40- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 12 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(5) Birinci fıkra kapsamına giren hallerde rüşvet ve nüfuz ticareti suçlarından dolayı
yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine bağlı değildir."
MADDE 41- 5237 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasına "ceza" ibaresinden sonra gelmek üzere "soruşturması ya da", "talep üzerine," ibaresinden sonra gelmek üzere "soruşturma ya da" ibaresi; üçüncü fıkrasına "nedeniyle" ibaresinden sonra gelmek üzere "soruşturulacağına ya da" ibaresi eklenmiş ve yedinci fıkrasında yer alan "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu" ibaresi "Ceza Muhakemesi Kanunu" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 42- 5237 sayılı Kanunun 102 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 102- (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin ani hareketle işlenmesi hâlinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi
durumunda, oniki yıldan az olmamak üzere hapis cezasma hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı
işlenmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kaym hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların
sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yan oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasma hükmolunur."
MADDE 43- 5237 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 103- (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlu-. Fiilin ani hareketle işlenmesi hâlinde dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşım tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlanın algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle
gerçekleştirilmesi durumunda, onaltı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasma hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların
sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma,
bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan1 kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yan oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın, (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yan oranında artınlır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, aynca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştınlmış müebbet hapis cezasına hükmolunur."
MADDE 44- 5237 sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "altı aydan iki" ibaresi "iki yıldan beş" şeklinde değiştirilmiş, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve aym maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, altı yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımım üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur."
MADDE 45- 5237 sayılı Kanunun 105 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "hükmolunur." ibaresi ", fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasma hükmolunur." şeklinde ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(2) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aym işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak
suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi halinde yukandaki fıkraya göre verilecek ceza yan oranında artınlır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden aynlmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz."
MADDE 46- 5237 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldınlmış, aym fıkrada yer alan "iki yıldan beş" ibaresi "üç yıldan yedi" şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasının (d) bendine "kilit açmak" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya kilitlenmesini engellemek" ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan "Bannak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan" ibaresi yürürlükten kaldınlmış, aym fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş, fıkrada yer alan "üç yıldan yedi" ibaresi "beş yıldan on" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"h) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da
bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,"
"(5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yansından iki katına kadar artınlır."
MADDE 47- 5237 sayılı Kanunun 143 üncü maddesinde yer alan "üçte birine kadar" ibaresi "yan oranında" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 48- 5237 sayılı Kanunun 152 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "altı" ibaresi "dört", ikinci fıkrasında yer alan "iki" ibaresi "bir" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(3) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, yukandaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yansından iki katına kadar artınlır."
MADDE 49- 5237 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin, birinci fıkrasında yer alan "on yıldan az olmamak üzere" ibaresi "yirmi yıldan otuz yıla kadar" şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan "beş yıldan onbeş yıla kadar" ibaresi "on yıldan az olmamak üzere" şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş, beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve yedinci fıkrasında yer alan "dört" ibaresi "sekiz" şeklinde değiştirilmiştir.
"Ancak, uyuşturucu veya uyancı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası onbeş yıldan az olamaz."
"(5) Yukandaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yan oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artınlır."
MADDE 50- 5237 sayılı Kanunun 190 mcı maddesinin birinci ve ikinci fikralannda yer alan "iki yıldan beş" ibareleri "beş yıldan on" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 51- 5237 sayılı Kanunun 191 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kullanmak için uyuşturucu veya uyancı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyancı madde kullanmak
MADDE 191- (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyancı madde satm alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyancı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi
Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasımn
açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasaklan ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyanr.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli
serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısımn karan ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
halinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyannca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tammlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyannca kamu davasının açılmasının ertelenmesi karan verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykın davranmadığı ve yasaklan ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı karan verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyancı madde imal ve ticareti,
b) 190 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyancı madde kullanılmasını
kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması karan verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi
Kanununun, kamu davasınm açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır."
MADDE 52- 5237 sayılı Kanunun 277 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "veya yapılmakta olan bir soruşturmada," ve "şüpheli veya" ibareleri yürürlükten kaldınlmış ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır."
MADDE 53- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 173 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ağır ceza mahkemesine en yalan ağır ceza mahkemesine" ibaresi "ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine" şeklinde; üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde; dördüncü fıkrasında yer alan "Mahkeme" ibaresi "Sulh ceza hakimliği" şeklinde ve altıncı fıkrasında yer alan "ağır ceza mahkemesinin" ibaresi "sulh ceza hâkimliğinin" şeklinde değiştirilmiştir.
"(3) Sulh ceza hakimliği, karannı vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasınm açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısma gönderir. Cumhuriyet savcısı, karan itiraz edene ve şüpheliye bildirir."
MADDE 54- 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kişi hakkında bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Mahkeme, samğm bir yıldan fazla olmamak üzere belirleyeceği bir süre zarfında denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenecek yükümlülüklere tabi tutulmasına karar verebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur."
MADDE 55- 5271 sayılı Kanunun 260 mcı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(2) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcılan, bölge adliye mahkemelerinin kararlarma karşı kanun yollanna başvurabilirler."
MADDE 56- 5271 sayılı Kanunun 268 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Sulh ceza hâkimliği kararlarma yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; o yerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın sulh ceza hâkimliğine aittir.
b) İtiraz üzerine ilk defa sulh ceza hakimliği tarafından verilen tutuklama kararlarma itiraz edilmesi durumunda da (a) bendindeki usul uygulanır. Ancak, ilk tutuklama talebini reddeden sulh ceza hakimliği karar veremez."
MADDE 57- 5271 sayılı Kanunun 273 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcılan, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler."
MADDE 58- 5271 sayılı Kanunun 279 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Bu kararlar itiraza tabidir."
MADDE 59- 5271 sayılı Kanunun 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine "303 üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı halinde hukuka aykınlığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine," ibaresi eklenmiş; (c) bendinde yer alan "ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak" ibaresi., yürürlükten kaldınlmış ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(2) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar."
MADDE 60- 5271 sayılı Kanunun 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "suç niteliğini değiştirmeyen" ibaresi "her türlü" şeklinde değiştirilmiş; (f) bendinde yer alan "bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararlan ile" ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve aynı fıkranın (c), (e) ve (g) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c) ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasım gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalanna ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlan,"
"e) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlan ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlan,"
"g) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararlan ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,"
MADDE 61- 5271 sayılı Kanunun 324 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(6) Yargılama giderleri hükümden ayn olarak karara bağlanır. Bu karara karşı itiraz yoluna başvurulabilir. Ancak, hüküm hakkında temyiz veya istinaf kanun yoluna başvurulması halinde, açıkça belirtilmesi koşuluyla, yargılama giderleri de hükümle birlikte incelenir."
MADDE 62- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin altıncı fıkrasına "bakımından" ibaresinden sonra gelmek üzere "ağır ve somut" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 63- 5275 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin başlığında yer alan "Mükerrirlere" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve bazı suç faillerine" ibaresi ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"(7) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykın hareket eden mükerrirler, infaz hâkimi karan ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi onbeş günden az ve üç aydan fazla olamaz.
(8) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyet halinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.
(9) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, Türk Ceza Kanununun 102 nci
maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldın suçundan, 103 üncü maddesinde
tanımlanan çocukların cinsel istisman suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyancı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasma mahkûm olanlar hakkında da uygulanır. 188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:
a) Tıbbî tedaviye tabi tutulmak.
b) Tedavi amaçlı programlara katılmak.
c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten
yasaklanmak.
d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak.
e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak.
f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak.
(10) Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 64- 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1- (1) Kanunlarda sulh ceza mahkemesi veya sulh ceza hâkimine yapılan atıflardan,
a) İdari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvurulara, yürütülen soruşturmalarda
hâkim tarafından verilmesi gerekli karar ve işlemlere ve kanunlarda sulh ceza mahkemesince veya hâkimince verilmesi öngörülen karar veya işlemlere ilişkin olanlar sulh ceza hâkimine,
b) Yargılamaya ilişkin olanlar asliye ceza mahkemesine veya hâkimine, yapılmış sayılır."
MADDE 65- 5320 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sulh ceza mahkemeleri kaldırılmıştır.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yirmi gün içinde sulh ceza
hâkimlikleri kurulur.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan
dava dosyalan bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir.
(4) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kaldırılan sulh ceza mahkemelerinde
görülmekte olan işlerden, sulh ceza hâkimliğince bakılması gerekenler, sulh ceza
hakimliklerinin kurulmasından itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza hâkimliğine
devredilir.
(5) Kaldırılan sulh ceza mahkemelerinde görev yapan hakimler Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca, sulh ceza hakimliklerinin kurulmasından itibaren onbeş gün içinde
müktesepleri dikkate alınarak uygun görülecek bir göreve atanır veya yetkilendirilirler.
(6) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerince verilen
kararlardan Yargıtay incelemesinde olanlar hakkmda sadece görev nedeniyle bozma karan
verilemez.
(7) Sulh ceza hakimlikleri faaliyete geçirilinceye kadar, sulh ceza mahkemelerinin
görev alanına giren her türlü karan vermeye kaldınlan sulh ceza mahkemeleri yetkilidir.
Kaldınlan mahkemelerde bulunan ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve emanetler ile diğer
evrak ve dokümanlar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenecek mahkeme
veya mahkemelere ya da hakimliklere devredilir ve müteakip işlem ve talepler bu
mahkemelerce veya hakimliklerce yerine getirilir veya karara bağlanır.
GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibanyla Türk Ceza
Kanununun 191 inci maddesinde tammlanan suç nedeniyle hakkmda kovuşturma yapılan
kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri
bırakılması karan verilir."
MADDE 66- 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna 9 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Elektronik tebligat
MADDE 9/A- (1) Bu Kanun ve 7/2/2013 tarihli ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak tebligatlar, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/A maddesinde düzenlenen elektronik tebligata ilişkin usullere bağlı olmaksızın, elektronik ortamda tebliğ edilebilir ve tebligata elektronik ortamda cevap verilmesi istenebilir. Bu şekilde yapılan tebligatlar karşı tarafa ulaştığında tebliğ edilmiş sayılır.
(2) Başkanlık, elektronik ortamda yapılacak tebligatla ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olardan kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma ve cevapların elektronik ortamda verilmesi zorunluluğu getirmeye, elektronik ortamda tebliğ yapılacaklar ile elektronik ortamdaki tebligata ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."
MADDE 67- 5549 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aym maddeye dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut beşinci fıkrası sekizinci fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.
"(4) Bu Kanunun 9/A maddesi gereğince getirilen elektronik tebligata ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilen kişi, kurum veya kuruluşlara Başkanlık tarafından her bir tespit için on bin Türk Lirası idari para cezası uygulanır. Bu şekilde bir yıl içinde uygulanacak idari para cezasının toplam tutan beş yüz bin Türk Lirasını geçemez.
(5) Maddenin ilk üç fıkrası kapsamında uygulanacak idari para cezasınm toplam tutan; her bir yükümlülük için, ihlalin yapıldığı yıl itibanyla, birinci fıkra kapsamında iki kat olarak uygulanacak yükümlüler için on milyon Türk Lirasını, bunlar dışında kalan yükümlüler için bir milyon Türk Lirasını, her bir görevli için ise on bin Türk Lirasını aşamaz. Üst tutardan ceza uygulanan yükümlüler nezdinde takip eden yılda aym neviden bir yükümlülük ihlali olması durumunda bu hadler iki kat olarak uygulanır.
(6) İdari para cezası kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare mahkemesine dava açılır.
(7) Yükümlülüğün ihlal edildiği tarihten itibaren beş yıl geçtikten sonra idari para cezası verilemez."
MADDE 68- 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasında yer alan "olması halinde" ibaresi "olması veya başka kaçak eşyalarla birlikte bulunması halinde" şeklinde değiştirilmiş; onbirinci fıkrasmda yer alan "yasal yollarla Türkiye'de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan" ibaresi yürürlükten kaldınlmış; onsekizinci ve ondokuzuncu fıkralannda yer alan "üç yıldan altı yıla kadar hapis" ibareleri "iki yıldan beş yıla kadar hapis" şeklinde, ondokuzuncu fıkrasında yer alan "on bin güne kadar" ibaresi "yirmi bin güne kadar" şeklinde değiştirilmiş; onsekizinci fıkrasında yer alan "yurda sokan," ve ondokuzuncu fıkrasmda yer alan "veya yurda sokanlar," ibareleri yürürlükten kaldınlmıştır.
MADDE 69- 11/12/2010 tarihli ve 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendinde yer alan "mahkemesini
belirlemek." ibaresi "mahkemesi ile sulh ceza hâkimliğini belirlemek." şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 70- (1) Ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (II) sayılı cetvelin Adalet Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
(2) Birinci fıkrada ihdas edilen kadrolar için yapılacak atamalarda 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda yer alan sınırlamalar uygulanmaz.
MADDE 71- Aşağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır:
a) 6/1/1982 tarihli ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddeleri.
b) 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 47 nci ve 54 üncü maddeleri.
c) 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun;
1)8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sulh ceza,",
2) 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Sulh ceza ve"
ibareleri.
ç) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;
1) 188 inci maddesinin ikinci fıkrası,
2) 238 inci maddesinin dördüncü fıkrası.
MADDE 72- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yorum Gönder
Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.