HSYK'nın Oluşumunda Ulusal İrade Etkin Kılınmalıdır
HSYK nın meclisde gurubu bulunan siyasi partilerce anayasal değişiklik yapılarak oluşumunda ulusal irade etkin kılınacak biçimde yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Zira seçiminde ulusal irade etkin kılınan bir HSYK oluşumuna ilişkin yapılacak anayasal düzenleme mevcut duruma göre Uluslararası Hukuk normlarına daha fazla uygun ve bu normların felsefesini kavrayan nitelikte olacaktır.
Yargıçların ulusal irade yerine geçip doğrudan HSYK üyelerini seçtiği mevcut sistem batı ülkelerinin çoğunda yoktur. Mevcut uygulama parlementer sistemin özune aykırılık taşımaktadır. Ayrıca yargıçlar devleti tehlikesine yol açabilir. Bir ülkenin yargısal kurumlarının işleyişi ve düzenlemesi görevine sahip bir kurumun oluşumunu 12000 yargıcın tekeline bırakmak ulusal iradenin devri anlamına gelir.
Yargı yetkisini ulus adına kullanan mahkemelerin oluşumu ve düzenlenmesinden doğrudan ulus sorumludur. Yargıç bağımsızlığıyla yargının oluşumu ve düzenlenmesindeki ulus iradesi birbirine karıştırılmamalıdır.
Yargının işleyiş ve oluşumundan sorumlu bir kurulun seçiminde ulusal iradenin temsilcisi olan parlemantoyu devre dışı bırakmak ve yargıclar dışındaki unsurların bu Kurul'da temsilini saglamamak ancak demokrasi ve hukuk devleti kavramlarını özümseyememiş ülkelerde görülür. HSYK, meslek örgütleri ile karıştırılarak bu sonuçlara ulaşılmaktadir. Zira ulusun yargi yetkisinin kullanımıyla ilgili kararlar alabilen bir kurulun oluşumunda sadece yargıçları söz sahibi yapmak ulusal irade kavramının özünü algılamada sorun olduğunu gösterir.
Anlaşılan ulusal irade, Ulusal iradenin devletin yasama,yürütme ve yargı yetkisini kullanacak olan erkekleri seçme hakkı gibi kavramları irdelemeden ve algılamadan kaynaklanan sorunlarımız bulumaktadir. Buda HSYK nın ne oldugunu ve ulusal iradenin yargı yetkisinin kullanımına katılım hakkını evrensel ilkelere göre değerlendirme yetimizi etkileyen önemli bir faktördür.
Bilinmelidir ki Yasama organının seçimlerinde etkili olmadığı bir HSYK nın, demokratik meşruiyetinden söz edilemez. HSYK hakim ve savcıların meslek örgütü değildir. Yargının işleyişi, tarafsızlığı ve bagımsızlıgını sağlaması gereken idari bir kurumdur. Bu kurumda sadece hakim ve savcılar değil, Avukatların, Hukukcu ögretim görevlilerinin de temsil edilmesi gerekir. Secimlerindede ulusal iradeyi temsil eden yasama organının mutlaka etkili olması gerekmektedir.
Yargı sadece hakim ve savcıların değil, tüm ulusun sorunudur. Ulus nasıl yasama ve yürütme organlarının oluşumunda etkinse yargısal kurumların oluşumunda da etkin kılınmalıdır. Aksi düşünce günümüz demokrasi anlayışının uzağındadır. Ulusal iradenin seçiminde ve oluşumunda etkili olduğu bir HSYK yargı bağımsızlığının en büyük teminatıdır. Yargının işleyişi ve bağımsızlığının teminatı olan HSYK nın oluşumu, sadece 12.000 hakim ve savcının kendi aralarındaki secimle sağlanacak kadar basite alınmamalıdır.
Yargı erkini kullanan bağımsız mahkemelerin işleyişini ve yargısal faaliyetleri düzenleyen bir kurumun meslek örgütleriyle karıştırılması kabul edilemez bir hatadır. Bu nedenle bu kurulda sadece hakimlerin bulunacağını düşünmek ve kurula seçilen hakimlerinde sadece hakimlerin oylarıyla seçilmesini istemek hiç bir demokraside mümkün değildir.
HSYK yı meslek örgütleriyle karıştırmak mahkeme kavramıyla hakimlik kavramlarını birbiriyle karıştırmaktan farksızdır. Bu nedenle HSYK da Yürütme organının sınırlı katkısıyla seçilen üyelerin, meclisin gösterilen adaylar arasından belli bir cogunlukla seçtiği üyelerin bulunması son derece doğal olduğu gibi akademisyenlerin, avukatların da bulunması son derece doğaldır. Zira yargıyı temsil eden ve işleyişini denetleyen bir kurulun oluşumunda halk iradesi dışlanamaz. Bu nedenledir ki HSYK idari bir kuruldur. Bundan dolayı gelişmiş demokrasilerde kararları yargısal denetime tabidir. Ancak demokrasi ve hukuk kültürü olmayan ülkelerde yargı bagımsızlıgı kavramı gelişmemiş düzeyde olduğundan bu tür ülkelerde yalnızca yargıçların kendi aralarında yaptığı seçimle HSYK yı oluşturması yargı bagımsızlığı sanılmaktadır.
Demokratik hukuk Devletleri'nde esas olan, devletin eklerini oluşturan yasama, yürütme ve yargının oluşumunda halk iradesinin etkinligidir. Bu nedenle halkın dogrudan seçim yoluyla oluşturduğu yasama organının diger erklerin oluşumunda dolaylıda olsa söz sahibi olması parlementer demokratik devlet sistemlerinin bir geregidir. Burada önemli olan yasama organının hsyk üyelerini dogrudan değil yargı organlarının belirleyeceği adaylar arasından seçmesidir. Yani yargı organlarının da seçimde etkinligini sağlamaktır.Buda yargısal kurumların ,baroların ve hukukla ilgili ünüversite öğretim görevlilerinin kendi aralarından seçim yoluyla belirli sayıda gösterecekleri adaylar arasından meclisin nitelikli cogunlukla HSYK ya üye seçmesi yoluyla saglanabilir. Bu şekilde oluşumunda meclisin etkin kılındıgı HSYK ya ilişkin anayasal düzenleme mevcut sistemden daha demokratik bir düzenleme olacaktır.
İtirazların nedeni; parlementer demokrasi,devletin ekleri,erklerin birbiriyle olan ilişkileri gibi kavramların yeterince algılanamaması nedeniyle yargı bağımsızlığı ile yargıclar devletinin birbirine karıştırılmasıdır.
Avrupa'da ki örnekleri incelendiğinde görüleceği üzere meclisin HSYK uye secmesi son derece demokratik bir uygulamadır. Önemli Olan yargıcların HSYK da temsilinin sağlanması ve tüm erklerin katılımıyla HSYK nın oluşturulmasıdır. Bir başka anlatımla yargı Kurumlarının secim yoluyla gösterecekleri adaylar arasından meclisin HSYK uyelerini secmesi düzenlenerek ve HSYK' nın oluşumuna dolaylı olarak tüm erklerin dolayısıylada ulusal iradenin katılımını saglayacak yeni anayasal düzenlemeler mevcut duruma göre AB normlarına daha uygun bir düzenleme olacaktır.
Yorum Gönder
Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.