Ülkemizde son dönemlerde Hukuk Fakültesi sayısı hızla arttı. Yaşanan Avukat eflasyonunda Tüccar mantığı ile Avukatlık yapmayan, yapamayan kişileri sistem zaman içerisinde eriyip yok olmaya mahkum ediyor, Tüccar mantığı ile hareket eden Avukatlar ise vatandaşa adeta kan kusturuyor.Hukuk eğitiminin kalitesi kötü, Öğretilen Hukuk felsefesi, ahlakı, ilkeleri fiilyata yansımıyor, ihtiyaç fazlası ve ciddi eğitim almayan Avukatlar yetişiyor derken, ÖSYM Hukuk Kontenjanını %25 arttırmış vatana millete hayırlı olsun.
Aile Hukukçusu uygulaması zaten fiilen başlamış durumda, her ailede mutlaka bir Avukat vardır, eksik kalanlar varsa da ÖSYM Avukat kontenjanı artırarak bu eksikliği tamamlamak istiyor.
Gerekçe olarak "kontenjan artırımı kararının sebebi olarak adliyelerde biriken dava dosyalar" gösterilmiş. Duyan da ülkede Hakim - Savcı olacak hukukçu yok zannedecek. Onbinlerce işsiz güçsüz hukukcu, onbinlerce asgari ücrete yakın ve işçilerden daha ağır şartlarla çalışan Avukat var. Sorun hukukcu eksikliinde değil ki? Sorun ülkede Hakim ve Savcı kadrosunun eksikliğinde, kadroları artırmadıktan sonra Hukuk Fakültelerini iki katına çıkartsanız ne olacak?
Esesan mevcut hakim-savcı kadrosu bile yetebilir, yeter ki gerekli gereksiz her konuda dava açılmasın. Türkiyedeki davaların çoğu vatandaş ve devlet arasında, devletin vatandaşı ile mahkemeye gitmeden uzlaşabileceği kanalların açılması daha doğru değil mi? Örneğin her kamulaştırma işlemi niye mahkemeyi gider ki? Devlet vatandaşın gayrimenkulüne hak ettiği değeri verse, mahkemelerde rayiç değerin üzerinde kararlar vermese vatandaş peşin para almak varken niye mahkemeyi yargıyı beklesin?.
Zorlu üniversite sınav maratonu, geçen haftaki son LYS sınavıyla yerini "tercih heyecanına" bıraktı. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nden (ÖSYM), 8-18 Temmuz’da yapılacak tercihler öncesinde, hukukçu olma hayali kuran adaylara müjde geldi. "2013- Yüksek öğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu"nda yapılan değişiklikle hukuk fakülteleri kontenjanı yüzde 25 artırıldı.
ÖSYM geçen yıl, hukuk fakültesi için de 12 bin 50 kontenjan ayırmıştı. Bu yıl ise yeni açılan üniversitelerle birlikte hukuk fakültelerine 3 bin 370 ek kontenjan getirildi. Böylece hukuk fakültelerinin toplam kontenjanı 15 bin 420'ye yükseldi.
Hukuk Fakültelerinde kontenjan artırımı kararının sebebi olarak adliyelerde biriken dava dosyaları gösteriliyor. 2013 yılı itibariyle eğitim fakültelerindeki biyoloji, fizik, matematik, kimya, tarih, coğrafya, Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği bölümlerine öğrenci alınmayacak. Üniversitelerdeki 113 programda toplam 3452 kontenjan, fen edebiyat fakültelerine devredilecek.
FEM Yayınları Rehberlik Koordinatörü Faruk Ardıç, bu yıl üniversite kontenjanlarının yüzde 5 oranında artırıldığını belirterek, "En büyük artışlar tıp, hukuk ve ilahiyat fakültelerinde oldu. Bu fakülteler geçen yıllara göre daha fazla öğrenci alacak. Bu, puanların düşmesi anlamına geliyor.
LEvvela iktisadi ve idari bilimler mezunlarına adli hakimlik - savcılık yolu, sonra da lise mezunlarına avukatlık yapma imkanı. Zaten hukuk fakültelerinde papağan gibi yasa ezberlettiriyorlar, yasa hatmetmek için illa dört yıl amfilerde göbek çatlatmaya lüzum yok.
Hukuk eğitimin kalitesi fecaat, ya fiili durum? Avukatlık nasıl icra ediliyor? Öğretilen Hukuk felsefesi, ahlakı, ilkeleri fiilyata nasıl yansımış? Bunları kimler yapmış? Vahşi kapitalist yöntemle hareket eden tüccar mantığı ile avukatlık yapmayan/yapamayan kişileri sistem sadece zaman içerisinde eriyip yok olmaya mahkum ediyor. Önlem alması gereken kişiler de zaten malum Ağır ceza salonlarını dolduran sanık ya da mağdur yakınlarına poz vermek için evrensel hukuk ilkelerinden, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarından özene bezene seçilmiş paragrafları savunmaları arasına serpiştirip, parmaklarını kah, havaya kaldırarak, kah kürsüdeki hakimin gözünün içine sokkarcasına ileri doğru uzatarak uzun uzun konuşan ve bir zaman sonra siyaset kurumunda önemli bir mevkiye gelen kişiler.
Akif'in dediği gibi keşke bu mesleği lise mezunlarına yaptırsalar..