765 sayılı Yasanın 40. maddesinde, "Hüküm kat'iyet kesbetmeden vukubulan mevkufiyet ceza mahkûmiyetlerinden indirilir …" ve buna koşut olarak, 5237 sayılı TCK'nun 63. maddesinde, "Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir" hükmüne yer vermişlerdir.

Mahsup kararlarına ilişkin olarak 5237 sayılı TCK uygulamasında da Yargıtayımız ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Ceza Genel Kurulu'nun 06.03.1940 tarihli ve 5/68 sayılı kararını temel kabul ederek ,” mahsup işleminde önemli olanın, mahsup yapılacak mahkumiyetin ilişkin olduğu suçun, sanığın tutuklu kaldığı suçtan dolayı verilecek hükmün kesinleşmesinden önce işlenmiş olmasıdır.”yorumunu getirerek uygulamayı 765 sayılı TCK uygulamasındaki gibi belirlemiştir.
Esasen gerek 765 sayılı TCK 40 maddesinin,gerekse 5237 sayılı TCK 63 maddesinin lafzından böyle sınırlayıcı bir kural çıkarmak mümkün görünmemektedir.Kanun koyucu her iki yasa metninde kullandığı HÜKÜM OLGUSU ile mahsubu yapılacak hükmü, “mahsup yapılacak mahkumiyetin ilişkin olduğu suçun, sanığın tutuklu kaldığı suçtan dolayı verilecek hükmün kesinleşmesinden önce işlenmiş olması” gibi bir sonuca varacak şekilde düzenlememiştir.

Aslında kanun metni,bu şekilde karıştırılıp,eğilip bükülecek ve böylesine anlamlandırılacak şekilde karışık ta düzenlenmemiştir. TCK 63 maddesindeki hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir düzenlemesinin lafzi yorumundan; infazı yapılan bir mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden önce gerçekleşmiş şahsi hürriyeti sınırlayıcı bütün hallerin ,hükmolunan ve infazı yapılan hapis cezasından indirileceği açık bir şekilde anlaşılırken; Yüksek Yargıtay kanun metnindeki birbiriyle ilintili “hüküm/hükmolunan” kelimelerini,birincisi; mahsubu yapılacak hüküm,ikincisi; mahsup edilecek tutukluluğa ilişkin hüküm olarak iki farklı hüküm olarak anlamış ve birbirinden ayırmıştır.

06.03.1940 gün ve 5-68 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme içtihadının ve devamındaki (5237 sayılı TCK yürürlüğe girdikten sonra dahi)Yargıtay uygulamasının temel dayanağı mahsubun, tutukluluğa ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonraki hallere de uygulanması halinin,kişi de “ne de olsa Devletten mahsup edilecek bir alacağım var,bir suç işleyeyim de bu alacağımı mahsup yoluyla tahsil edeyim” şeklinde oluşabilecek suç işleme ihtimalinin önüne geçme kaygısına dayanmaktadır.

5237 sayılı TCK 63 maddesinin,765 sayılı TCK 40 maddesi düzenlemesine göre mahsup kurumunda “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir” hükmüyle kanun metnine ‘BÜTÜN HALLER’ kelimeleri de ilave edilmesine rağmen,hala 1940 yılının mantığıyla “06.03.1940 gün ve 5-68 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler ışığında” gibi içtihat tekrarları yaşadığımız çağın şartlarına uymamaktadır.

CMK 141 ve devamı maddelerinde haksız tutukluluğa ilişkin tazminat kurumu varken,haksız tutukluluk günlerini tazminat yoluyla devletten alabilecek konumdaki kişi için,”bu alacağını yeniden suç işleyerek alabilir”ön yargısından hareketle kanunun lafzına aykırı yorumlar getirmek ve buna da yasal uygulama demek hiç te hukuki görünmüyor.Hem Ceza Yargılamasının yerleşmiş bir ilkesi olan “şüphe sanık lehine yorumlanır”ilkesi her yerde uygulama kabiliyeti buluyor da,TCK 63 maddesinde yeralan “hüküm-hükmolunan” kelimelerindeki -gerçekte olmayan- ancak Yargıtaya göre varolan şüphe, hem de kanun lafzını aşar şekilde neden mahkum aleyhine uygulanıyor;gerçekten anlamak mümkün değil. TCK 63 maddesinde;ya Yargıtayımızın anladığı şekilde bir düzenleme yapmak, ya da kanun metnini gerçekte anlaşıldığı gibi yorumlayan içtihat değişikliğine gitmek gerekiyor.


Kategori: TCK 63, karşılıksız çek, çek yasası, çek mağduru, çek mağdurları, çek yasası mağdurları, cezaevi, icra, haciz, taahhüdü ihlal, hamiline çek, tacir çeki, çek kanunu son durum, sicil affı düzenleme

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.