Gerçek Çek Mağdurları!!
Çek keşide edip ödemeyenler!!!; "mağdur" tanımının İ.İ.K.'na göre ödenmeyen bir borçtan değil, o borca karşılık gelen A.P.C. dolaylı olarakta verilen hapis kararlarıyla ilgili olduğu konusunda herkes hemfikir, bu anlamda bu gerçekliği kimse saptırmasın.. kredi kartlarında yüksek temerrüt faizleri ödeme gücü olup olmadığına bakılmaksızın bankaların cömertçe dağıttığı ve sonrasında da ödeme güçlüğü çeken vatandaşın düştüğü "mağdurluk" ifadesinde ise vatandaşın yaşam şartları, bunların nedenleri ve gerekçeleri ise tartışılır.
Fakat burada önemli olan karşılıksız çek suçlarıdır, iyi niyet ve kötü niyeti ayırt etmeyen bir suç, kasıtla işlenen bir suç haline getirilmediği sürece Anayasa’ya Aykırıdır, bu ayrım yapılmadan uygulanan bir ceza sistemin tüm sanıkları "mağdur" dur, bu kişilerin kötü niyetli veya iyi niyetli olup olmaması da bu tanıma farklı bir anlam yükleyemez.
1- Bu kişi dolandırılmış alacağını alamamış 30 sene düzenli olarak borcunu ödeyen fakat bu talihsizlik sonucu borcunu ödeyememiş olabilir?
2- Ekonominin iyi yönetilememesinden kaynaklı (2001 ve 2008 krizleri) iflasa sürüklenmiş olabilir.
3- Türk aile yapısından kaynaklı eşinin üzerine şirket kurma, kardeşin adına şirket kurma yolu ile gerçekten mevzuatı suçu bilmeden, keşide edilen çeklerden dolayı suçun üstüne yıkıldığı bir anne bir baba bir kardeş!! sıklıkla karşılaştığımız olaylar..
Sonuçta sadece borç ilişkisinden kaynaklanan bir ilişkide, yaşam hakkından sonra en temel hak olan özgürlükten alıkoyma cihedine giden bir yasanın muhatapları tabiki "mağdur" olurlar.
"Ticari ilişkilerde "paranın tahsil edilememesinden" kayanaklanan bir ihtilafın sonucu "özgürlükten alıkoyma" dır kıyaslaması kulağa ve vicdanlara hiç hoş gelmemektedir..
İ.İ.Kanunu'ndaki hükümler gayet açık olduğu halde,ayrıca başka bir suç tanımlaması ile, belkide kişinin niyetinde ve hakikatte yer almayan bir suç izafe edip, bir suçlu gibi hapsetme yoluna gitmek ne kadar doğrudur?
Çek bedelini alamayan kişi, kendi çeklerinide ödeyemeyecektir, ilk önce alacaklı sonrada mahkum olmasıda kaçınılmaz olacaktır.
-O halde "mağdur" kimdir?
Geçtiğimiz günlerde bir haber progamın da (son durum) İzzet ÖZGENÇ hocamız, 5941 sayılı çek yasasında iyi niyet ve kötü niyet ayrımın getirildiğini fakat Yargıtayın ne hikmetse bu konuda bir içtima yayınlamaktan kaçındığını, mahkemelerin de 3167 sayılı çek yasasından gelen alışkanlıkla ceza vermeye devam ettiğini belirtmiştir!! bu gerçekse çok düşündürücüdür bunun gerekçesi nedir, Yargıtay Suç batağındamıdır? Yargıtay da menfaat guruplarımı etkindir? çıkarlar nedir? yoksa bilmediğimiz bir nedenle mi Yargıtay bu tip eğilimdedir?, Bunlar zaman içinde aydınlığa kavuşacak olan konulardır..
Sonuç olarak:
Lakin ;Bir eylemin kanunda suç olarak tanımlanması,bu, o kanunun çok yerinde, adalet anlayışına, insan onuruna, hak ve hürriyetlerine uygun bir kanun olduğu anlamına asla gelmemektedir..
Yorum Gönder
Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.