GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : 20.12.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesinde karşılıksız çek düzenleme suçunun yeniden düzenlenip, müeyyide olarak da çek bedelinden az olmamak kaydı ile binbeşyüz güne kadar adli para cezası ile çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklama cezaları öngörüldüğü, buna karşın 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesinde ise çek bedeli kadar adli para cezası öngörüldüğü, öngörülen ceza miktarları yönünden her iki yasanın sanık yönünden lehe bir düzenleme getirmemesine karşın verilen adli para cezalarının ödenmemesi halinde uygulanacak infaz rejimi yönlerinden farklılıklar olduğu, şöyle ki;
1-3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun16/1 maddesine göre verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğünün 100 TL üzerinden hapsi çevrileceği, 5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesine göre verilecek gün para cezası karşılığı verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde ise gün kadar hapis cezasına çevrileceği,
2-3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesine göre bir yıl süreyle çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmesine karşın 5941 sayılı Çek Kanununda adli para cezası ile çek hesabı açmaktan ve çek keşide etmekten yasaklanmasına hükmedileceği ve bu yasaklamanın infazdan itibaren üç yıl devam edeceği,
3-5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde karşılıksız çek düzenleme suçunun çek bedelinden az olmamak kaydı ile binbeşyüz güne kadar adli para cezasının günlüğü 20TL ile 100 TL arasında belirlenecek miktar üzerinden azami para cezasının 150.000 TL olacağı, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 16/1 maddesinde ise en fazla her bir çek yönünden 80.000 TL adli para cezasına hükmedileceği,
4-Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde 5941 sayılı Çek Kanununun 5/2 maddesinde sorumluluğun tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen ortak olduğunun belirtildiği, Türk Ticaret Kanunun 317. maddesine göre anonim şirketin idare meclisi tarafından idare ve temsil edilip, 319 madde gereğince anonim şirket ana sözleşmesiyle idare ve temsil işlerinin yönetim kurulu üyeleri arasında taksim edilip edilmeyeceğinin, taksim edilecekse bu bölüşmenin nasıl yapılacağının belirleneceği, Türk Ticaret Kanunun 540/1 maddesinde göre ise limited şirketlerde şirket ana sözleşmesi ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idare ve şirketi temsile yetkili oldukları, 540/2 madde gereğince de şirket ana sözleşmesi veya genel kurul kararıyla şirketin idare ve temsilinin ortaklardan bir veya birkaçına verilebileceği, tüzel kişi şirketler yönünden verilen mahkumiyet kararlarındaki gerçek kişi hükümlülerin bu sıfatla şirketi temsil ve ilzama yetkili aynı zamanda mali işlerini de yürüten ortak olması münasebeti ile bu yönde karardaki sanığın durumunda bir değişiklik olmadığı,
Yapılan bu karşılaştırmalara göre 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre kurulan hükmün sanık lehine olup, 5941 sayılı Çek Kanunun aleyhe hükümler içermesi nedeniyle önceki hükmün infazına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 7/2 ve 5252 sayılı TCK’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 9/3.maddeleriyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 23/02/1938 günlü 1937/23 - 1938/9 sayılı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 25/05/1999 günlü 133/142 sayılı kararları ışığında; somut olayla ilgili 3167 SAYILI YASANIN 16/1 maddeleriyle 5941 SAYILI YASANIN 5. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda; sonuç olarak öngörülen ceza miktarları, cezanın infaz rejmi yönlerinden 5941sayılı yasanın uygulanması durumunda sanığa daha büyük külfetler getirileceği, bu nedenle 3167 sayılı yasaya göre kurulan hükmün sanık lehine olması nedeniyle mahkememizin kesinleşen 17/03/1993 tarih 1992/908 esas 1993/186 karar sayılı ilamında belirtilen miktar üzerinden infazın yerine getirilmesine,
Karar kesinleştiğinde evrakın ikmali için Kayseri C.Başsavcılığına tevdiine,
5252 sayalı yasanın 9/1 maddesi gereğince evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde Yargıtay’ a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.20/04/2010

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.