Asli veya fer'i cezalar ile güvenlik tedbirleri kural olarak mahkeme ya da hakim tarafından verilir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 19. maddesi, esas olarak maddi ceza hukuku anlamında bir boşluk doğmaması için vazedilmiş olabilr. Ancak bu gerçek Bu hükmün usul yönünden uygulanamayacağı sonucuna gerektirmez. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri uyarınca, özgürlükler lehine yorum yapmak suretiyle kabahatler dolayısıyla bu nev'i bir fer'i cezaya karar vermek gerektiğinde bunu bunu savcı değil, hakim vermelidir.
Cumhuriyet savcıları, karar değil, iddia makamıdırlar. Ancak, kanunda açıkça belirtilen hallerde ceza veya güvenlik tedbirine karar verebilirler. ( Örnek; 5252 S.K.'nun 7. maddesi uyarınca 2918 S.K.'nun 36 / 3. maddesindeki kabahatte olduğu gibi. )
1412 sayılı C.M.U.K.'nun 305 - son (*)( Muadil hüküm; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/10 ve 5271 sayılı C.M.K.'nun 272. ) maddesi hükmü dolayısıyla, ister doğrudan verilsin, ister 5237 sayılı T.C.K.'nun 50. maddesi uyarınca hapisten çevrilsin, 2000 dahil T.L.'ye kadar karşılıksız çek nedeniyle verilen adli para cezaları dahil( 5326 sayılı Kabahatler K. m. 28/10 hükmü uyarınca, 2000 dahil T.L.'ye kadar idari para cezaları da, itirazı kabil olmayan kararlardandır. ) kesin iken, Yargıtay'ımızın müstekar kararları uyarınca, örneğin; sürücü belgesinin geri alınması kararlarının temyize tabi olduğu kabul edilmektedir.

01 Haziran 2005 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Adalet Sistemine uyum açısından sıkça uygulanan iki kanun ( 3167 sayılı çek yasası ve 2918 sayılı kanunlar ) dışında yaklaşık 180 adet kanun, 5728 sayılı Kanun ile gözden geçirilmiş, "Yeni Suç ve Yaptırım Teorisi"ne uyumlu hale getirilmiştir. 20.12.2009 gün ve 5941 sayılı Çek Kanunu sonrasında uyum açısından ele alınmayan tek kanun olarak durmaktadır..

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.