Sayın Osman CAN bir hukukçudur, fakat ülke vatndaşını bir mengene misali ezen yeni çek kanunu konusuna değinmedi.  teoriyi mükemmel derecede bilen ve aynı zamanda bir pratisyen olan akedemisyenimiz karşılıksız çek konusu hukukun alanında olmasına rağmen darbeler konusunda söylev belirlemesi düşündürücü.
Sayın Osman CAN, bilgilerini güncel olaylara mükemmel derecede uyarlayan bir hukukçudur. Kendisi Demokrat çünkü çağdaş demokrasileri savunuyor ve önerimlerini çağdaş demokrasiler üzerinden kuruyor, fakat karşılıksız çek ve çek kanunu konusuna değinmeliydi.
Karşılıksız çek konusu dışında genel anlamda Tahlilleri çok iyi idi, çünkü hali hazır yargının durumunu çok güzel anlattı, tavsiye ettiği çözümler yerinde idi çünkü, çağcıl ve modern ülklerdeki sistemleri bir bir sıraladı.
Ülkemizdeki darbe anayasalarının ve yasarın sistemi nasıl tıkadığını ve halkın iradesine saygısızlık olduğunu,darbe süreçlerinde yapılan 1961 ve 1982 Anayasalarının hangi koşullarda yapıldığını ,o dönemlerde yarnın üst kademelerinde yapılan tasfiyeleri ve nasıl yandaş bir yargı oluşturulduğunu ve söz konusu yargının sistemi nasıl tıkadığını anlattı,

Bu günkü Yüksek Yargı yapılanmasının anti demokratik olduğunu ,üyelerinin ve organlarının seçimine, Haklarında karar verdikleri ilgili hakim-savcılar tarafından hiç bir şekilde etkilenemediğini ve seçilemediğini belirtti.
Türkiyenin hali hazır hukukunun çağcıl ve de çağdaş olmadığını (karşılıksız çek ve çek kanunu!)somut örneklerle anlattı, konusuna mükemmel derecede hakimdi
Darbeler karşısındaki taviz vermez tutumunu olumlu bir not olarak değerlendiriyorum. Bu yönüyle demokrasiye yürekten bağlı biri olarak gördüm. Ancak demorkasiyi çoğunluk iradesine indirgeyen veya pratikde böyle bir sonuç doğuracak düşüncelerinin demokrasiye zarar vereceğini düşünüyorum..

Sayın Kanadoğlu genel anlamda gergindi ,bu gerginliğe ,arada bazen sayın Canın sözleride neden olsa daha sakin olabilirdi.. Sayın Kanadoğlu'nu biliyorduk.. Ancak sayın Canı tanımak anlamında faydalı bir tartışma oldu..
Bu iktidar, sevelim yada sevmeyelim halkımız tarafından seçilmiş ve kendilerine belirli bir süre görev tevdi edilmiş bir hükümettir. Daha önce ki hükümetler nasıl zamanı geldiğinde ve/veya siyasi verimliliği bittiğinde gitmişse elbetteki bu iktidarda zamanı geldiğinde ve ülke siyaseti için verimliliğini yitirdiğinde gidecektir.
 Ne iktidar ne de halkın oyu(teveccühü, güveni) kimseye tapulu yada kayıtlı değil.
Bu gün %50 lere varan oranda oy alan bir siyasi parti yarın sadece mensuplarının oyunu alarak %1 lere inebilir ki bu güne kadar hep öyle olmadı mı? Sonuç itibariyle siyasi partiler parlamanter rejimin vazgeçilmez unsurlarıdır. Halk bu partilere belirli süreler için proğramlarını uygulamak için şans vermiş ise buna saygılı olmaktan başka bir yaklaşım sergilemek o siyasi partiye değil bizzat halka, hukuka ve demokrasiye saygısızlık anlamına gelmez mi?
Karnını kaşıyan, eğitimsiz diye itham edilen bu halk her seçim döneminde araştırma şirketlerini nasıl şoke ediyor? nasıl bazı partileri tasfiye ediyor? nasıl yeni açılımlara fırsat veriyor? bir bakıp değerlendirdikten sonra halkın yeni bir anayasa yapmaya ehil olup olmadığına dair yorum yapmak gerekir. Bu değerlendirme sağlıklı yapılırsa Türk Halkının ne kadar sağduyulu bir toplum olduğu daha iyi görülecektir. Velhasıl, bir iktidarın demokrasiye karşı hile yapabileceğini düşünmek, bu düşünceden yola çıkarak iktidarı sınırlamaya çalışmak, bunu da iç saflaşmaya varacak şekilde bir mücadeleye dönüştürmek tek kelimeyle paronayadır.

Bu iktidar da bundan sonra gelecek iktidarlar da ülkemize içte ve dışta fayda sağladıkları sürece halkın teveccühüne nail olacak, zararlı olmaya başladıklarında yada fayda vermez hale geldiklerinde köşelerine çekileceklerdir. Aksini ne kabul etmek ne de düşünmek mümkün değil.
Yok takıntılarla, ön yargılarla saflaşmaya, demokrasiyi sınırlamaya kalkarsak bu kez mücadele ettiğimizi düşündüğümüz bir partiye hakettiğinden fazla taraftar kazandırmış oluruz ki, bu da bizzat bu düşüncede olanların ne kadar kötü bir strateji uyguladıklarını gösterecektir. Önümüzdeki süreç içerisinde karşılıksız çek sorunları hakkında görüş bildirmesini, muhtemelen Anayasa Mahkemesine taşınacak olan yeni çek kanunu raportörü olacak sayın Can'ın bu çek yasası hakkında görüşleri ve düşüncelerinide çağdaş hukuk sistemine göre yorumlayacağı kaçınılmaz olacaktır.

Post a Comment

Sitede yer alan yorumlar site ziyaretçilerinin kişisel görüşleridir. Hukuki tüm sorumluluk yorumlayana aittir.